Osmanlı padişahlarının onsekizincisi ve İslam halifelerinin seksenüçüncüsü.
Saltanatı:1640-1648
Babası: I. Ahmed Han - Annesi:Mahpeyker Kösem Sultan
Doğumu: 1615 Şehadeti: 1648
Ağabeyi IV. Murat Han'ın ölümünde hayatta kalan tek Osmanlı şehzadesiydi. 9 Şubat 1640'ta da padişah oldu. Çok cömert ve lütufkar olup, fakirlere, acizlere çok ihsanlarda bulunurdu. İdari ve mali icraatından ahali memnundu. Saltanatı zamanında huzur, sükun ve istikrar hakim olmuştur.
İbrahim Han, içişlerini düzene koyduktan sonra dıştaki düşmanlarla olan ihtilafları halletmeye başladı. İran-Safevi Devleti ile 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşmasını yeniledi. Avusturya meselesi 1606'da yapılan Zitvatoruk Antlaşmasına 1642'de ilaveler yapılarak, halledildi. Rusların Karadeniz sahillerine Kazaklar vasıtasıyla yaptığı saldırıları durdurmak için, Siyavuş Paşa donanmanın başına getirildi. Kırım Hanlığı'na da 1644'te III. Giray Han tayin edildi. Karadeniz sahilindeki Don Kazakları'nın işgal ettiği kaleler alınarak, İslam eserleri kurtarıldı. Azak, Osmanlıların eline geçince, Rus ordularının saldırıları durdurularak, bölgeden uzaklaştırıldılar.
Dahiyane bir taktikle Silahtar Yusuf Paşa kumandasındaki donanma ile 24 Haziran 1645'te Girit'e asker çıkarıldı. Hanya kalesi kuşatılarak alındı. 1646'da Kaptan-ı Derya'lığa tayin edilen, fevkalade kuvvet ve cesaretinden dolayı "Deli" lakabıyla tanınan Hüseyin Paşa; Girit'in fethiyle vazifelendirildi. Venediklilerle uzun süren mücadelelere başladı. Esterni Kalesi, Resmo alınarak Kandiye işgal edildi. Deli Hüseyin Paşa'nın şöhreti bütün Avrupa'ya yayıldı.
Sultan İbrahim devrinde maliye düzeltilip, milletin kıtlık çekmemesi ve israfın önlenmesi için fermanlar çıkarıldı. Sultan çok cömert ve insaf sahibiydi. İzinsiz yıktırılan kiliseleri yeni baştan tamir ettirdi.
Sultan İbrahim Han devrine kadar uzanan Osmanlı kaynaklarında -bir tanesi hariç- bu Osmanlı sultanının akli muvazenesinin bozuk olduğuna dair hiçbir bilgi yoktur. Bu kaynaklar, İbrahim Han'ın meziyet ve icraatlarından övgüyle söz etmekte, bedeni bir kusuruna dair herhangi bir imada bile bulunmamaktadır. Ancak, son zamanlarda yazılmış bazı kitaplar, İbrahim Han için "deli" lakabını kullanmaktadır. Bu lakap Karaçelebizade Abdülaziz'in yazdığı Zeyl-i Kavzatü'l Ebrar kitabında da geçmektedir. Ancak bu Abdülaziz, Sultan İbrahim Han'ın tahttan indirilmesinde ve daha sonra öldürülmesinde baş rolü oynayanlardan biri olduğundan Sultanı suçlayan sözleri şahsi kalmakta ve tarih için kıymetli kabul edilmemektedir. Ayrıca muteber kitaplarda, bu Abdülaziz'in son derece kindar bir tabiatı olduğuna da dikkat çekilmektedir.
Sultan İbrahim devrinin en çok bahsedilen olaylarından biri de, eski Erivan kumandanı Erin Mirgünoğlu Yusuf Paşa'nın başının kestirilmesidir. Dördüncü Murat Han 1635 İran-Revan seferinde Revan kalesini fethettiğinde kale kumandanı Mirgünoğlu esir edildi. Padişahtan af dileyen Mirgünoğlu, affedilerek "şiilik propagandası yapmamak" şartıyla kendisine paşalık rütbesi ve ayrıca Emirgan'da bir saray verildi. Mirgünoğlu, Murat Han'ın vefatına kadar burada kaldı. İbrahim Han'ın Osmanlı tahtına geçmesiyle, sözünde durmayıp, bölücü ve yıkıcı propaganda faaliyetlerine başladı. Mirgünoğlu'nun sefih, ayyaş ve ahlaksız hareketleri görülüp, müslümanları aldatmaya çalıştığı tespit edilince İbrahim Han tarafından başı kestirildi.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.