İstanbul’da Yavuzselim semtinde, Haliç’e bakan tepe üzerinde câmi, türbeler, tabhâne, imâret, medrese, sıbyan mektebi ve hamamdan meydana gelen selâtin külliyesi.
Yavuz Sultan Selim Han, çok sevdiği ve arasıra gezmeye geldiği bu mahalde bir câmi yapılmasını mîmâr Acem Ali’ye emretti. Ancak câminin temelleri atıldığı sırada Selim Han vefât etti. Yerine geçen oğlu Kânûnî Sultan Süleymân Han, câmi, türbe, tabhâne, imâret, medrese ve hamamdan meydana gelen külliyeyi Mîmar Sinân’a tamamlattırdı(1522).
Câmi kare plânlı olup, bir ana kubbeyle iki yanında dokuzar kubbeden meydana gelmiştir. Kubbe dört duvar üstüne oturup, sütunları yoktur. Bahçe de kare plânlı olup, etrâfı on sekiz sütunlu yirmi kubbeyle çevrilidir. Ortada sekiz köşeli şadırvan ve tek şerefeli iki minâresi vardır.
Câminin mihrâb önüne rastlayan kısmında, Yavuz Sultan Selim Hanın sekiz köşeli tek kubbeli türbesi bulunmaktadır. Türbe içindeki sanduka, sedef işlemeli olup; üzerine Yavuz Sultan Selim Hanın, Mısır Seferinden dönüşte yanında bulunan büyük âlim Kemâl Paşazâde’nin atının ayağından çamurların sıçradığı kaftanı konmuştur. SultanAbdülmecîd Hanın vasiyetinde; “Atam Selim Handan, benim yattığım yer, daha aşağı olsun!” dediği türbesi de buradadır. Bu türbede Abdülmecîd Hanın oğulları ve kızları da bulunmaktadır. Ayrıca şehzâdeler türbesinde, Sultan Süleymân Hanın oğulları, Mahmûd, Abdullah ile kızı Günerhan Sultanın da kabirleri vardır.
Külliye yapılarından medrese, imâret ve hamam bugün mevcut değildir. Yine Kânûnî’nin annesi Hafsa Sultan için yaptırdığı türbe de 1894 depreminde yıkılmıştır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.