Alm. Egel (m. pl.), Fr. Sangsue, İng. Leech. Familyası: Sülükgiller (Hirudinidae). Yaşadığı yerler: Tatlı sularda, denizlerde ve rutûbetli topraklarda. Özellikleri: Kan emen halkalı solucanlar. Yassı vücutlarının her iki ucunda birer çekmen bulunur. Uzun süre açlığa dayanır. Çoğunun boyu 10-20 cm kadardır. Ömrü: 20-27 yıl. Çeşitleri: 250’den fazla türü vardır. Tıp sülüğü (Hirudo medicinalis) iyi bilinir.
Vücutları 34 halkadan meydana gelmiş kan emen halkalı kurtların genel adı. Gövdelerinin üzeri ince bir kutikula ile örtülüdür. Vücutlarında kıl bulunmaz. Her iki uçta tutunmaya ve yer değiştirmeye yarayan birer vantuz (çekmen) bulunur. Arka çekmen daha büyüktür. Sularda yılankavi hareketlerle yüzer, vantuzlarıyla da tırtıl gibi, adım atarak yer değiştirirler. Dış derileri fazla kıvrımlı olduğundan çok halkalı görülürler. Genellikle koyu, yeşilimtrak renklidirler.
Üç yüze yakın çeşidi bilinmektedir. Bunlardan ancak birkaç tânesi etçil olup, küçük kurt, salyangoz ve böcek larvalarıyla geçinirler. Çoğunluk ise kaplumbağaların, balıkların ve memelilerin dış derilerine yapışarak kan emerler. Bir defâda ağrılığının 8 katı kan emebilirler. Kan emmiş bir sülük bir yıla yakın açlığa dayanabilir. Bâzı türlerin ağızlarında küçük keskin dişler bulunur. Bir canlıya yapıştığı zaman tükrüğünde bulunan pıhtılaştırmayı önleyici bir madde salgılar. Bu maddeyle kanın vücûdunun içinde de sıvı kalmasını sağlar. Emilen kan kursakta birikir ve sülük şişer. Kursak vücûdun büyük bir kısmını meydana getirir. Kan emen bir sülük 20 dakika içinde şişer. Vücuttan ayrıldıktan sonra bile, bir müddet yaradan kan sızmaya devam eder. Sülüklerin kursağında sindirimi kolaylaştıran bakteriler bulunur. Bu bakterileri ağızlarından çıkardıkları iplikçiklerle yavrularının kursaklarına aktarırlar.
Hermofrodittirler. Hem erkeklik hem dişilik özelliği gösterirler. Solucanlar gibi birbirine yapışarak eşleşirler. Döllenmiş yumurtalar bir kese (kokon) içinde sudaki zeminlere yapıştırılır. Top sülüğüyse yumurtalarını nemli toprakların içine bırakır. Yumurtalardan ergine benzer küçük yavrular çıkar. Genç bir sülük evvela böcek, sonra kurbağa, en sonra bir sıcak kanlı hayvanın kanını emerek erginleşir. Bu olay 3 yıl içinde gerçekleşir. 27 yıl yaşayan sülükler vardır. Çoğunun boyu 10-20 cm arasında olmakla berâber, 75 cm boyunda olanları da vardır.
Derileriyle solunum yaparlar. Çok azında solungaçlara rastlanır. Tıp sülüğünde 5 çift göz bulunur.
Çoğu ışıktan kaçtıklarından taşların, yaprakların ve dalların altında bulunurlar. Derilerinin çeşitli kısımlarında sıcaklığa, kimyâsal uyarılara ve dokunuşlara hassas algılayıcılar bulunur. Karada yaşayanlar, nemli ağaç yapraklarına yapışarak altlarından bir hayvanın geçmesini beklerler. Tropikal bölgelerdeki bâzı türler vahşi ve evcil hayvanların burunlarına girerler. At sülüğü bunlardandır. Bâzı sülüklerse, birçok hayvan hastalıklarının mikrop taşıyıcılığını yaparlar.
Sülükler, özellikle tıbbî sülükler vücuttaki fazla kanı dışarıya çıkarmak için kullanılmışlardır. On dokuzuncu yüzyılda Fransa’da hastalıkların çoğu sülükle tedâvi edilmekteydi. Bu iş için özel çiftliklerde binlerce sülük yetiştirilirdi. Yapıştığı yerden koparılması hatâlıdır. Yanan bir kibrit etrafında gezdirilir veya sırtına sönmüş sıcak kibrit çöpü bastırılırsa kendiliğinden düşer. İnsanın ağzına kaçarsa tuzlu veya sirkeli su içilmelidir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.