Trabzon'a bağlı Maçka ilçesinin 17 km güneydoğusunda Zigana Dağları'nın bir kolu olan Karanlıkdağ'ın dik yamaçlarından birinde, mağara içerisine kayalar oyularak inşa edilmiş önemli bir yapı. Meryem ana Manastırı olarak da bilinen yapı, Ortodoks kilisesinin Anadolu'daki en önemli kutsal yerlerindendir.
Manastırın kuruluşuyla ilgili pek çok rivayet olmakla birlikte, en yaygın efsane Atinalı keşiş Barnabas ile yeğeni Sophrenios'un kilisenin ilk temelini atmasıdır. Sümela Manastırı ilk kuruluş döneminden itibaren Aziz Luke tarafından yapıldığına ve mucizeler yarattığına inanılan Meryem ana tablosuyla özdeşleştirilmiştir. Rivayete göre, 385 yılında keşiş Barnabas ile yeğeni, Meryem ana ve Hz. İsa'nın çocukluğunu belirten bu tabloyu da yanlarına alarak Trabzon'a gelirler. Burada, manastırın yapılmasında kendilerine yardımcı olacak gönüllü işçileri topladıktan sonra, bugünkü Maçka ilçesindeki Altındere köyüne ulaşırlar. Bu yörede bulunan dağın en dik yamacına çıkan keşişler, tepesinden su damlayan bir mağara bulunca, manastırı iki oda olarak burada kurarlar. Keşişlerin ölümünden sonra hem Katolik hem de Ortodoks Hristiyanlar tarafından kutsal kabul edilen manastır, Bizans imparatoru Jüstinyen (527-568) zamanında genişletilerek zengin bir kitaplığa kavuşur. 14. yüzyılın ortalarında Pontus hükümdarı III. Aleksios Komnenos döneminde keşiş hücrelerinin eklenmesiyle bugünkü şeklini alan Sümela Manastırı, Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon'u fethettiği 1461 yılından sonra tüm Osmanlı padişahları tarafından korunmuş ve günümüze kadar ulaşmıştır.
Altındere vadi tabanından 250-300 metre yüksekliği bulunan düz kayalar üzerindeki Sümela Manastırı'na 100 basamaklı bir merdivenle ulaşılabilmektedir. Dar bir kapıdan geçilerek girilen manastır, iki bölümden oluşur. Birinci bölümde tapınma yeri, kayadan suyun damladığı bir ayazma ve küçük kiliseler yer alır. İkinci bölüm ise yatak odaları, salonlar, kitaplıklar, kilerler, erzak odaları ve tuvaletleri kapsayan dört kattan oluşmuştur. İki katı teras olmak üzere, 6 katlı ve 72 odası bulunan manastırın su gereksinimi 120 m uzunluğundaki kemerli bir su yoluyla karşılanır. Odalar, Meryem ana ve İncil'den alınmış konuları anlatan fresklerle süslüdür. Manastırın arkasında merdivenlerle inilen bahçede suyunun şifalı olduğuna inanılan kesme taştan yapılmış bir çeşme ve küçük yapılar bulunur. Her yıl yerli ve yabancı binlerce turist tarafından ziyaret edilen Sümela Manastırı, önemli bir turizm zenginliğimizdir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.