Suriye - Bilgiler
16/03/2014 16:00
DEVLETİN ADI Suriye Arap Cumhûriyeti

BAŞŞEHRİ Şam

NÜFÛSU 12.524.000

YÜZÖLÇÜMÜ 185.180 km2

RESMÎ DİLİ Arapça

DÎNİ İslâm

PARABİRİMİ Suriye paundu (= 100 piasters)

Ortadoğu ülkelerinden. Güneybatı Asya’da, Ortadoğu’nun kalbi durumunda bir mevkiye sâhiptir. 32° 19’ - 37° 20’ kuzey enlemleriyle 35° 37’ - 42° 22’ doğu boylamları arasındadır. Kuzey ve kuzeybatıdan Türkiye, doğudan Irak, güneyden Ürdün, batıdan İsrail, Lübnan ve Akdeniz ile çevrilidir.

Târihi

Suriye, toprakları üzerinden çeşitli medeniyet ve kültürlerin geçtiği ve pekçok istilâların, hâdiselerin meydana geldiği, eski ve kritik bir mevkiye sâhiptir. Ülkeye ilk yerleşenler hazret-i Nuh’un oğlu Sâm’dan türeyen ve Sâmi dilini konuşan Sâmilerdir. Müslümanların Suriye’ye hâkim olmasına kadar bölge Amoritler, Fenikeliler, İbrânîler, Hititler, Persler, Makedonyalı İskender, Roma ve Bizans imparatorlukları idâresinde kaldı.

Peygamberimiz hazret-i Muhammed’in tebliğ ettiği İslâm dîni bütün Ortadoğu’ya yayıldığında, Suriye de İslâmlaştı. Hazret-i Ebû Bekir’in halifeliği devrinde, Suriye’ye gönderilen İslâm orduları, hazret-i Ömer zamânında 635’te bölgeyi fethetti. Hazret-i Ömer bölgeye gelip, Suriye’yi teşkilâtlandırdı. Hazret-i Ömer, önce hazret-i Muâviye’nin kardeşi hazret-i Yezîd’i Şam vâlisi tâyin etti. Şam, bölgenin en büyük şehirlerinden olup, şehrin adı eskiden Suriye olarak bilinirdi. Yezîd’in vefâtıyla hazret-i Muâviye Şam vâlisi oldu. Hazret-i Muâviye, Suriye’yi teşkilâtlandırıp, medenîleştirdi.

662’de Emevî Hânedanı Suriye’de kurulup, Şam şehri merkezleriydi. Emevî Halîfeliğinden sonra,Abbâsîlerin hâkimiyetine geçti. Abbâsî Halîfeliği (662-749) devrinde Suriye, çok gelişip, pek çok ilim, kültür, medeniyet ve sosyal tesisler yapıldı.

Onuncu yüzyılın sonunda, Mısır’a hâkim Şiî Fâtımîler, Suriye’yi işgâl ettiler. On birinci yüzyıldaSelçuklular, bölgeyi hâkimiyetlerine aldılarsa da, 1096’da Haçlı Seferleri başladı. Haçlı Seferleri (1096-1270) esnâsında Haçlı-Şiî Fâtimî ittifakından Suriye çok zarar gördü. Haçlıları, Eyyûbî Hânedanının kurucusu Selâhaddîn-i Eyyûbî (1169-1193) Suriye’den uzaklaştırdı. Suriye, Selçuklu Atabekliği, Eyyûbîler ve Memlûklerden 1517 yılında Osmanlı hâkimiyetine geçti.

On altıncı yüzyılın başından 20. asrın başına kadar Osmanlı hâkimiyetinde kalan Suriye, bu zamanda gelişip, en huzurlu ve müreffeh devrini yaşadı. Osmanlı idârî teşkilâtında vilâyet hâlindeydi. 1833 yılında Osmanlıya tâbi Mısır Vâlisi Mehmed Ali Paşa sülâlesine verildi. Birinci Cihan Harbi (1914-1918) sonrasına kadarOsmanlı idâresinde kalan Suriye’ye Osmanlılar, pekçok ilmî, sosyal, kültürel, tarım, sınâî ve ulaşım tesisleri kazandırdılar. Bu devirde pekçok ilim adamı yetişip, medeniyete hizmet ettiler.

Birinci Dünyâ Harbinde müttefik ordularının yenilmesi netîcesinde, Osmanlı Devletiyle imzâlanan Mondros Antlaşmasıyla bölge Fransızların işgâline uğradı.

1920’de Fransa’nın mandasına girdi. Suriye, Fransa’nın idâresine girmesiyle Osmanlı devrindeki huzur ve müreffeh hayâtın yerini, anarşi ve sefâlet aldı. Suriye’de Müslümanlar çoğunlukta olmasına rağmen, idârede Fransızlar, Ermeniler ve Nusayrîler hâkimdi. Şam, Halep, Nusayrî merkezî Lazkiye ve Harran bölgesindeki Dürzilerle Fransa’nın mücâdelesi, Suriye’de hâlâ devâm eden anarşinin kaynağıdır. Fransa, Suriye mandasına âit Hatay ve İskenderun’u antlaşmayla 1939’da Türkiye’ye vermek zorunda kaldı.

İkinci Dünyâ Harbi (1939-1945) yıllarında, 1941’de, Fransa, nüfûzu altında kalmak şartıyla Suriye’ye kısmî istiklâl verdi. 1943 seçimlerinde Şükrü el-Kuwatli, Suriye’nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Fransa harp sonrasında Suriye’den kısmî olarak çekildiyse de, geride pekçok problem bıraktı. 1945’te Birleşmiş Milletlere Cumhûriyet idâresiyle katıldı. 1948’de Arab-İsrail Harbine katılan Suriye’de, 1949 ihtilâliyle Şükrü el-Kuwatli iktidardan uzaklaştırıldı.

Sovyetler Birliği ile yakın münâsebete girince, idâre Rusya’ya yanaştı. İç huzursuzluklar artıp, komşularıyla münâsebeti bozuldu. Sosyalist Baas Partisi kurulup, memleketteki huzursuzlukdan faydalanarak, kuvvetlendi. 1958’de Mısır ile Birleşik Arap Cumhûriyeti adıyla birleşti. Birleşme uzun sürmeyip, 1961’de ayrıldı. Baas Partisi, dışta Pan-Arap, içte sosyalizm propagandasıyla Suriye’de güçlenip, 1963’te ülkenin tek kânûnî partisi hüviyetini kazandı. Baas Partisi, Suriye’de dikta rejimi kurup, ülkeye eski Lazkiye bölgesindeki Nasturî aşireti idâreye hâkim oldu. 1967 Arap-İsrâil Harbinde Golan Tepelerini İsrâil işgâl etti. 1973’te Mısır ile anlaşıp, İsrail’e kuzeyden saldırmışsa da başarılı olamadı. Arap ülkelerinden ve Sovyet Rusya’dan yardım aldı. 1976’da Lübnan’ın içişlerine müdâhale edip, asker gönderdi. Suriye askerleri Lübnan’da püskürtülerek, geri çekilmek zorunda kaldı. 1982’de İsrâil’in hava taarruzlarına uğradı. Baas Partisi’nin Rusya ile yakın münâsebeti, ülke içinde ve dışında çatışmaya sebep olmaktadır. Bitmek bilmeyen harp ve anarşi, Osmanlı Devletinin yıkılmasından sonra manda devleti ve Sosyalist Baas Partisi diktatörlüğünde hâlen devâm etmektedir. 1991’de Irak’ı, işgâl ettiği Kuveyt topraklarından çıkarmak için başlatılan harekâtta Çok Uluslu Müttefik Kuvvetlerin yanında yer aldı.

Fizikî Yapı

Suriye’nin yüzölçümü yaklaşık 185.180 km2dir. Mevkii îtibâriyle Akdeniz’in doğusundadır. Kuzey ve kuzeybatısında Türkiye, doğusunda Irak, güneyinde Ürdün ve batısında İsrail ve Lübnan ile komşudur. Başşehir Şam’dır. Halep ve Humus diğer iki önemli şehridir.

Suriye fizikî yapı bakımından bir farklılık ve tezat ülkesidir. Ülkenin üçte biri çöl veya çıplak dağlarla örtülü, üçte biri kıt ve elverişsiz çayırlık ve geri kalan üçte biri de ekilebilir arâzidir. Ülke, esâsen üç bölgeye ayrılabilir; kıyı kesimi, dağlık bölge ve Suriye Çölü. Suriye, kısa bir Akdeniz kıyısına sâhiptir. Kıyıyı doğuya ve güneye uzanan verimli ova ve yaylalar tâkip eder. Bundan sonra doğuya doğru, dağlar ve vâdiler uzanır. Bunların peşinden kısa ve verimli bir şeridin hemen arkasından, Fırat Nehriyle birlikte ülkeyi güneydoğu istikâmetinde baştan başa geçen, Suriye Çölü gelir.

Akdeniz, Suriye’nin dörtte bir batı sınırını meydana getirir. Kıyı yaylası kıyıdan îtibâren 8 ilâ 32 km kadar uzanır. Bu yaylanın doğusundaki dağlık bölge; ortalama yüksekliği 1585 m olan Ensariye Dağı, 2135 m olan Anti-Lübnan Dağ Silsilesi ve 2814 m ile ülkenin en yüksek yeri olan Hermon Dağından teşekkül etmiştir. Suriye’nin en verimli ve gelişmiş bölgesi bu bölgenin doğusu olup, Şam, Halep, Hama ve Humus şehirleri de buradadır. Şam ile Ürdün sınırı arasında yer alan Dürzi Dağı ise, ortalama olarak 1675 m kadar yüksekliğe çıkabilen yüksek bir yayla görünümündedir. Bu dağ volkanik olup, etek kısımları lavlarla dolu geniş bir çölün içindedir.

Ülkenin ortasını ve kuzeydoğusunu Suriye Çölü kaplamıştır. Bu geniş çöl orta kısımda tepeliktir. Çölde birkaç köy ve birkaç eski eserden başka bir şey yoktur. Suriye Çölünde ise, kuru ve kavurucu sıcak çöl iklimi mevcuttur.

Tabiî Kaynaklar

Suriye genel olarak tabii kaynaklar bakımından fakir bir ülkedir. Yeraltı kaynaklarından en önemli mineral petrol olup, daha çok kuzeydoğudan çıkarılır. Bundan başka alçıtaşı ve bazalt (volkanik taş, siyah mermer) da elde edilmektedir. Bulunan diğer mineraller şunlardır: Fosfat, kurşun ve bakır. Latakia bölgesi civârında ise çok az da olsa zift (katran) ve krom mevcuttur.

Suriye’nin kıyı bölgeleri nispeten yeşillik alanlar ve ağaçlarla kaplıdır. Dağlık bölgelerse, umûmiyetle çıplak olup, bir kısmı cılız otlarla örtülüdür.

Suriye Çölünün, batısında kalan bozkır-çöl arâziyse bitki örtüsünün kıt olduğu bir bölgedir. Bu bölgede ve Suriye Çölünde yağışlar olduğu zamanlarda bir miktar kısa ömürlü otlar, maki tipi çalılık ve dikenlikler yetişir.

Hayvanlar âlemi olarak pek fazla zengin bir ülke değildir. Daha çok çöl ceylanı (gazal, âhû), aktavşan (bir çeşit tarla fâresi), toykuşu, deve, keçi, koyun, eşek ve sığır yetişir.

İklim

Kıyı bölgesinde iklim, yaz aylarında nemli ve aşırı sıcaktır. Kış aylarında sık sık sis olayları olur ve bölge bol yağış alır.

Ülkenin ikinci bölgesi olan “dağlık bölgesi”, yılda aşağı yukarı 1000 mm’lik yağış alır. Öyle zamanlar olur ki, sularla dolan nehirler seller meydana getirir.

Halep civârındaki bölgede ve bozkır çölde tatlı bir iklim vardır. Kışın bol sis olur. Ağustos sıcaklığı yaklaşık 38°C civârındadır. Hemen hemen 380 ilâ 520 mm arasında bir yağış ortalamasına sâhip olan bu bölgenin nem miktarı düşüktür. Şam civârında ise gündüz-gece sıcaklık farklılıkları fazla olan ve genellikle kuru bir atmosferi olan kara iklimi hüküm sürer.

Ülkenin en büyük nehri Fırat olup, üç ana kolla kuzeyden gelir ve Meyadin’in güney doğusundan, Irak topraklarına girer. Diğer nehirleriyse Berada ve Oronto nehirleridir. Ülkede büyük göl bulunmayıp, az sayıda küçük göl vardır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Suriye’nin nüfûsu yaklaşık 12.524.000’dir. Yıllık nüfus artışı % 3,5 dolayındadır. Nüfus yoğunluğu ise aşağı yukarı 63’tür.

Suriyeliler, Arabistan, Asya ve Avrupa’dan göç etmiş insanların karışımından meydana gelmişlerdir. Ekseriyeti Sâmi soyundan gelen Araplar teşkil eder. Nüfûsun % 89’unu Araplar, % 6’sını Kürtler, % 3’ünü Ermeniler ve geri kalanını da Türk, Çerkez ve Asurîler teşkil eder.

Suriye’nin resmî dili Arapçadır. Sâmi soyundan gelen Araplar olduğu için, Suriyeliler genellikle Sâmi dilinden gelen Arapçayı konuşurlar. Bundan başka ayrıca Türkçe, Süryânice, Kürtçe, Ermenice ve Çerkezce de konuşulmaktadır.

Nüfûsun hemen hepsi Müslümandır. Çok az bir bölümü Hıristiyandır. Bu Hıristiyanlar genellikle Katolik, Ortodoks, Suriye Ortodoksu, Monofist, Protestan, Keldani ve Nesturî gibi ayrı gruplar hâlindedir.

Müslümanların büyük bir bölümü Sünnîdir. Ayrıca Alevîler, İsmâilîler veDürzîler de vardır. Çok az sayıda Yezîdî, Râfizî ve Şiî mevcuttur. Bunlardan Yezidîler “Şeytana taparlar”.

Nüfûsun yarısı okuma-yazma bilir. Genç nüfûsun % 60’ı okula gitmektedir.

En büyük ve gelişmiş şehir Şam’dır. Diğer önemli şehirleri Halep, Humus, Hama ve Lazkiye’dir.

Siyâsî Hayat

Suriye, Cumhûriyetle idâre olunan bir Arap devletidir. Devlet başkanı Hâfız Esad’dır. Çok partili cumhûriyet olmasına rağmen siyâsî iktidar Baas Partisinin elindedir. Şam ülkenin başşehri olmak üzere ülke 13 il’e ayrılmıştır. Birleşmiş Milletler üyesidir. Varşova Paktına dâhilken bu pakt resmen 1991 yılında feshedildi.

Ekonomi

Suriye, ekonomisi esas îtibâriyle tarıma dayanır. Tabiî kaynaklar bakımından ülke pek zayıftır. Arâzisinin % 40’ına yakın bir bölümü ekilebilir. Fakat sulama imkânları geniş değildir. Ormanlar, mâdenler, bitki örtüsü oldukça kıt olduğundan ekonomik olarak geri kalmış bir ülkedir. Başlıca tarım ürünleri şunlardır: Arpa, buğday, yulaf, darı, mısır, sebze, meyve, tütün ve şekerkamışı. Bâzı bölgelerde pamuk ve zeytin zirâati de yapılır. Deve, koyun, keçi ve sığır yetiştirilir.

Suriye’nin endüstrisi, tarıma nazaran gelişmiş ve ekonomiye katkısı büyüktür. Arap dünyâsında, Mısır’dan sonra endüstride kalkınmış ikinci ülkedir. Başlıca endüstri dalları; pamuklu ve ipekli kumaşlar, yünlü kumaşlar, çimento, yemeklik sıvı yağlar, tütün, kakmalı ve işlemeli mobilya eşyâlar, gümüş eşyâlar, petrol endüstrisi, tekstil, cam eşyâ, şeker ve pirinç âletlerdir.

Mâden olarak fosfat çıkarılır. Petrolü sınırlı ölçüdedir. Ayrıca Irak’tan Akdeniz’e akıtılan petrol boru hatlarından geliri vardır.

İthalât daha çok Irak, İtalya, Almanya veFransa’dan yapılmaktadır.

Ülkenin ihrâcatı ithâlatının ancak yarısı kadardır. Suriye ürettiği ürünlerini, genellikle İtalya ve Romanya’ya satar.

Son yılarda Suriye’nin dış ticâreti daha çok komünist ülkelere yönelikti. Böylece ithâlat ve ihrâcat yaptığı ülkelere Küba ve Çin gibi ülkeler de katılmıştır. Suriye’nin Türkiye ve Japonya ile de ticârî münâsebetleri vardır.

Suriye’nin başlıca ihraç ürünleri şunlardır: Ham petrol, pamuk, tekstil ürünleri, canlı havyan, hayvan ürünleri ve tahıl ürünleri. Buna karşılık Suriye dışardan genellikle tekstil ürünleri, katı yakıtlar, makina, inşaat malzemeleri, metaller, kimyevî maddeler, motorlu taşıtlar ve tütün satın alır. Suriye’nin içinde bulunduğu ödemeler dengesi, ülke ekonomisini dışarıya ve hârici para kaynaklarına bağlı bırakmıştır.

Suriye’nin ulaştırma imkânları oldukça gelişmiş, hem toprak ve hem de asfalt yollar uzanabildiğince bütün ülke boyunca inşâ edilmiştir. Suriye; Türkiye, Ürdün, Lübnan veIrak’ı birbirine irtibatlayan demiryolu sisteminin ortalarında yer alır. Lâzkiye ve Tortus limanları, ülkenin deniz ulaşımına kâfi gelmektedir. Hem dış ve hem de iç hat havayolu ulaşımı düzenlidir. Suriye’nin ulaştırma ve haberleşme alanında, ileri seviyede olması sebebiyle turizm ve otelcilik alanları önemli birer gelir kaynağı olmuştur.

Önceki
Önceki Konu:
Kistler
Sonraki
Sonraki Konu:
Amuderya (ceyhun)

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu