Alm. Panzer, Tank (m), Fr. Tank (m), İng. Tank. Ateş gücü, hareket kâbiliyeti, darbe, sürat, baskın gibi askerî nitelikleri üzerinde toplayan, makineli tüfek, uçaksavar makineli tüfeği, top, sis havanı gibi silâhlardan müteşekkil bir zırhlı savaş aracı. Bugünün tankı; motor bölmesi, kule (savaş bölmesi), şoför bölmesi, palet ve askı donanımı gibi ana bölmelerin bir araya gelmesiyle meydana gelir. Bu bölmeler bütün tanklarda vardır.
Bugünün tanklarında mürettebat genellikle dört kişidir. Kule (savaş) bölmesinde tank komutanı, nişancı ve doldurucu olmak üzere üç kişi, şoför bölmesinde de bir kişi vardır.
Tankların yürümesini palet ve askı donanımı sağlar. Motor bölmesinin hemen arkasında bulunan transmisyon, motordan aldığı gücü 90 derecelik açıyla, cer dişlilerine aktarır. Cer dişlisi de paletlerin dönmesini sağlar. Transmisyonun bir fonksiyonu da tankın nokta dönüşü yapmasını sağlamaktır. Tank bulunduğu noktada ileri geri gitmeden 360 derece dönme kabiliyetine sâhiptir. Düşman mevzileri üzerinde nokta dönüşü yapan tank, mevzilerdeki düşmanı ezer. Paletlerin genişliği 70 cm civârındadır. Palet, çelik miller arasında sıkışmış kauçuk palet baklalarından meydana gelir.
Dünyâ ordularında genellikle orta tanklar kullanılır. Bu tankların ağırlığı ortalama olarak 50 ton civarındadır. Ordumuzdaki Leopard’ın savaş ağırlığı 42 ton. M48T5’in 48 ton, M48A5Tl’in 54 tondur.
Tankın meydana getirilmesinde dayanak olan ana fikir, yâni oynak vurucu güç prensibi, hemen hemen harp târihi kadar eskidir. Eski çağlarda kullanılan cenk arabaları, Anibal’ın, Kubilay Hanın, Tîmûr’un kullandıkları harp filleri, aynı ana fikrin basit (iptidâi) tatbikatlarıdır.
Modern tank fikri Birinci Dünyâ Harbinde doğmuştur. Birinci Dünyâ Harbinde tankın etkisi görülmüştür. Dünyâ ordularında, zırhlı birlikler genellikle süvârinin yerini almıştır. Türk ordusuna ilk tank 1927 ve 1928’de katılmış olan, Fransız Renault tankıdır.
Birinci Dünyâ Harbinden sonra İngiltere, Fransa Amerika, Rusya tank ve zırhlı araçlar üzerinde geliştirme faaliyetlerine girişmişlerdir. Alman zırhlı birliği tanklarında, general Guderian tarafından yapılan çalışmalarla âzamî sürat saatte 25-30 km’ye, tam dolu depo ile alınan yol 100-120 km’ye çıkarılmıştır.
İkinci Dünyâ Harbinde Amerikalılar, hâlen İsrail’in modernize ederek kullandığı Sherman tankını kullanmışlardır.
İlk tankların üzerindeki silâhlar, insanlara karşı kullanılan makineli tüfek ve küçük çaplı, düşük ilk hızlı toplardan ibâretti. Günümüzde bu fikir değişti. Tanka karşı tank fikri esas alınarak, ilk hızı çok yüksek tank topları kullanılmaya başladı. Uçaklara karşı kullanılmak üzere makineli tüfek de yerleştirildi. Bugünün tankı, bir düşman tankını uzak mesâfelerden ve hattâ hareket hâlinde, gece-gündüz demeden birkaç sâniye içinde, ateş altına alabilmektedir. 1930’lu yıllarda yapılan tankların azamî sürati 25-30 km iken, gittikçe arttırılarak saatte 72 km’ye çıkmıştır. Modern tank, gece görüş cihazlarıyla 2000 m mesâfeyi gözetleme ve ateş edebilme kâbiliyetine ulaşmıştır.
Dünyâ ordularındaki en süratli tank, saatte 72 km ile Alman Leopard-2 ve Amerikan Ml tanklarıdır. Hareket sahası (Bir dolu depoyla -1 ton- ikmâl yapmadan aldığı yol) en çok olan tanklar 603 km ile İngiliz Valiant tankı, 600 km ile Türk ordusundaki Leopard-1A3Tl’dir.
Modern tanka monteli telsizlerle 40-50 km uzaklıktaki birlikle görüşme imkânı vardır. Türkiye’de yapılan çok mükemmel özelliklere sâhip Aselsan telsizler, tanklara monte edilmiştir. Paletlerin sağladığı ezici güç, baskın, sürat, zırh korunması, psikolojik baskı neticesinde tank, muhârebe meydanının en güçlü silâhı olarak kendini kabul ettirmiştir.
Tanksavar silâhı: Belli bir mesâfeden zırhla korunmuş malzemeyi imhâ edebilen muhârebe sahasının etkili bir silâhıdır. Birinci Dünyâ Harbinden sonra yapılan harplerde dâimî tahkimat sistemlerinin başarısızlıkları gelecek harplerde de özellikle zırhlı birliklere karşı âzamî derecede oynak ve elastikî bir tanksavar savunmasını mecburî kılmıştır. Harp târihinde, tankların harekat alanına çıkışından günümüze kadar, zırh ve zırh delici silâhlar arasında devam eden mücâdele, modern teknik tanksavar silâhların da etkili şekilde geliştirilmesini gerektirmiştir. Bugünün tanksavar silâhlarıyla tahrip ve imhâ edilemeyecek bir tank mevcut değildir. Tanklara karşı mücâdeleye geri tepmesiz toplarla başlanmış, roketatarlar, tanksavar, tüfek bombaları ve güdümlü füzelere kadar ulaşılmıştır.
Tanksavar silâh çeşitlerinin belli başlıları, Armbrus-300 Lanze, Milan, Dragon, Tow ve Swingfire’dir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.