Tavla, geçmişi çok eskilere dayanan ve günümüzde de büyük bir beğeniyle oynanan yaygın oyun çeşitlerinden biridir. Çoğu kafelerde, çay bahçelerinde, kıraathanelerde ve hatta bazı lokanta ve restoranlarda bile tavlayı bulmak mümkün. Aynı şekilde birçok internet sitesinden de ücretsiz oynayabiliyoruz. Bu da gösteriyor ki, Türk halkı olarak bu oyunu çok seviyoruz.

Tavlanın ortaya çıkışı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Ancak İran'lı bir vezir olan Büzur Mehir'in tavlayı icart ettiği pek çok kaynakta yer alıyor. Bununla birlikte ilk tavlanın zar ve pullarınında kemikten yapıldığı söyleniyor. Ayrıca tavlanın zaman ile alâkası olduğu fikri de kimi biliminsanları tarafından destekleniyor.

Dünya'nın en eski oyunlarından biri olarak kabul edilen tavla, iki kişi arasında özel bir platformda oynanan oyundur.  İki farklı renkte toplam 30 pul ve 2 zar bulunur. Zarlar karşılıklı atılır ve en hızlı biçimde pullar belirlenmiş tarafa toplanır.

Kimi tavla oynayanlar zarları fincanla atar. Bunun nedeni ise zar tutmayı engellemektir. Tavla konusunda ustalaşmış kişiler genellikle gelen zarları daha çok Farça isimleriyle telafuz eder. Bu isimler şöyledir;

1-1: Hep yek dü yek

2-2: Dü bara

2-1: Dü yek

3-3: Dü se

3-2: Seba -i dü

3-1: Se yek

4-4: Dört cihar

4-3: Cihar -ü se

4-2: Cihar -i dü

4-1: Cihar -ı yek

5-5: Dü beş

5-4: Beş dört

5-3: Penc -ü se

5-2: Penc i dü

5-1: Penc -ü yek

6-6: Dü şeş

6-5: Şeş beş

6-4: Şeş cehar

6-3: Şeş -ü se

6-2: Şeş -i dü

6-1: Şeş -ü yek