Hareketli görüntüleri ve sesleri yayınlayan elektronik bir sistem. Görüntü, bir ekranda yeniden oluşturulur ve ses de hoparlörlerden aslına benzer şekilde yeniden dış ortama verilir. Televizyonun en önemli özelliği, hem ses hem de görüntüyü aynı anda verebilmesidir.
1926 yılında İskoç mucit John Logie Baird, ilk kez bir insanın yüzünün görüntüsünü televizyonda elde etti. Baird, buluşunu yaparken bisiklet farı, pasta kalıbı ve örgü şişleri gibi araçlardan yararlanmıştı. Bu aygıt üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda, 1926 yılında, televizyon adı verilen bu yeni buluş halka tanıtıldı. Bu gelişmelerden sonra, 1936 yılında, İngiltere'de siyah-beyaz televizyon yayıncılığı başladı. İlk renkli televizyon yayınıysa 1953'de Amerika Birleşik Devletleri'nde gerçekleşti.
Televizyon, bu etkiyi sağlamak için görüntü üzerinde bir dizi işlem yapar. İlk önce görüntü parçalara ayrılarak, elektriksel sinyallere çevrilir. Sonra küçük parçalar hâlinde, kanal üzerinde sırayla elektrik atımları biçiminde art arda ilerler. Alıcıya geldiklerinde bu atımlar tekrar ışık ve gölgeye çevrilerek ekrandaki yerlerini alır. Ancak insan gözü, görüntünün bu yeniden üretimini algılayamaz ve görüntü bize sürekliymiş gibi görünür. Gözün bu özelliği nedeniyle, ekranda saniyede 25 ile 30 hareketsiz resim geçer. Biz bunların tamamını bir saniyede gördüğümüz için, görüntü bize sürekliymiş gibi gelir. Her resim de yaklaşık 300 000 temel ayrıntıdan oluşur. Yani televizyonda saniyede yaklaşık 4 000 000 detay işlenir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.