Alm. Telegraph (m), Fr. Télégraphe (m), İng. Telegraph. Çeşitli kodlar kullanılmak sûretiyle mesâfeler arasında elektrik sinyâlleriyle yazılı bilgi gönderilmesini sağlayan bir cihaz. Modern telgraf sistemlerine benzer ilk çalışmalar 1794 senesinde Fransa’da Claude Choppe tarafından yapılmıştır.
Amerikalı ressam Morse ve arkadaşı Chamberlain 1837’de bir pil, elle kullanılan bir anahtar, mâdenî tel ve elektromekanik bir röle kullanmak sûretiyle ilk elektrikli telgraf cihazını gerçekleştirdiler. Ancak Morse bu buluşunu pekçok Avrupalı hükûmetlere teklif etmişse de bir ilgi göremedi. Bunun üzerine Chamberlain âleti yanına alarak İstanbul’a geldi. Yalnız âlet henüz kusursuz bir hâlde değildi. Yapılan denemelerin kesin bir başarıyla sonuçlanmadığını görünce âleti alıp, hatâlarını gidermek üzere Viyana’ya gitti. Yolda, bindiği geminin Tuna’da batması üzerine bu çalışması yarıda kaldı.
Abdülmecîd Han ise bu buluşun gelişmesini dikkatle tâkibe devam etti. Nitekim pâdişâhın bu ilgisini bilen ve İstanbul’da jeoloji araştırmaları yapan Amerikalı bilim adamı Lawrence Smith Morse’dan bu âletin bir örneğini getirtti. Pâdişâh ve devlet adamları önünde başarılı bir deneme yaptı. Abdülmecîd Han kendisine Morse’a verilmek üzere kendi imzâsını taşıyan bir ihtira berâtı ile murassa bir nişan verdi. Bu konuda Morse:
“Sultan Abdülmecîd, bu nişanı ve tebrikiyle keşfimin değerini anlayan Avrupalı ilk büyük insan olmuştur.” demiştir. (Bkz. Morse)
Osmanlı ülkesi içerisinde çekilmesine başlanan ilk telgraf hattı, Sivastopol yakınındaki Balaklava’dan Varna’ya, oradan da İstanbul’a uzatılan deniz hattıdır. Telgraf hatları kısa zamanda bütün Osmanlı İmparatorluğunda tesis edildi. İlk hattın açılmasından 15 yıl sonra, 1870’te imparatorluktaki telgraf hatlarının uzunluğu 36.059, 1875’te 37.643 kilometreyi buldu. Bu târihte Osmanlı ülkesi telgraf hatlarının uzunluğu bakımından dünyâ devletleri arasında beşinci geliyordu.
Osmanlı Devletinde ilk telgraf müdürü 29 Mart 1855’te tâyin edilen Billurîzâde Mehmed Beydir. Önceleri sadârete bağlı olan müdürlük 1870’te Posta Nezâretiyle birleşti ve Posta ve Telgraf Nezâreti adı altında Dâhiliye Nezâretine bağlandı. Bu târihte Osmanlı Devleti sınırları içinde 143’ü Rumeli’de olmak üzere 301 telgrafhâne bulunmaktaydı. Başlangıçta hemen tamâmı ülke dışından getirtilen telgrafçılar yerine kendi insanını yetiştirmek gâyesiyle 1861’de İstanbul’da Gülhâne Parkı karşısında ilk telgraf okulu açıldı. Buradan mezun olanların bir kısmı idârenin ileri safhadaki mühendis ihtiyacını sağlamak maksadıyle Avrupa’ya gönderildi. Bunlar sonra elektrik mühendisi olarak önemli hizmetler yapmışlardır.
Telgraf sistemi 1874’te Emile Bandot tarafından modern teleks makinelerine benzer duruma getirildi. Telgraf mesaj alıp verme merkezlerinin gelişmesi 1930’lardan sonra olmuştur. Şerit kullanan tam otomatik mesaj alıp verme merkezleri 1950’lerde kullanılmaya başlamıştır. 1960’lardan sonra tek hat üzerinden birçok frekansla yayın yapan elektromanyetik kromportör (multiplex) telgraf sistemleri gelişince telgraf, teleks ve faksimile gibi çok ileri yazı ve resim gönderme alma sistemleri hâline dönüştü (Bkz. Teleks, Faksimile). Telgraf sistemleri, telefon sistemleriyle ortak fakat ayrılmış belli frekans bandlarında yüksek frekans radyolink düzen içerisinde çalışmaktadır. Telgraf trafiği de telefon sinyâlleri gibi yüksek frekanslı radyo dalgaları şeklinde koaks, fiber optik kablolardan veya antenden antene havadan ve uydular aracılığıyla yapılır. (Bkz. Telefon)
Telgraf hizmetleri: En iyi bilinen telgraf hizmeti telegramdır. Telegramlar mesajları bir ülke içinde bir noktadan diğerine iletirler. Mesaj ya mahallî telgraf bürosuna verilir veya telefonla bu ofise dikte ettirilir. Bu mesaj gideceği yere teledaktilo kullanan operatör vasıtasıyla gönderilir. Mesajı alan istasyonda mesaj kâğıt üzerine basılır ve elden, gideceği şahsa verilir.
Milletlerarası telgraf olan kablo graflar genellikle bir denizaltı kablosuyla gönderilirler. Mesaj bir telgraf bürosuna verilir ve telgraf da olduğu gibi adrese gönderilir. Bunlar mahallî telgraf bürolarına normal yolla verilirler, sonra gemiyle haberleşme hâlinde olan radyo-telgraf istasyonuna gönderilirler.
Teledaktilo büroları alıcının bürosuyla diğer bir yer arasında direk bağlantı kurarlar. Herhangi bir teledaktilo operatörü makinasını umumî telefon çalışmalarında olduğu gibi birtakım işlemden sonra istenen teledaktiloya bağlar. Mesajı daktiloya benzer bir âlet üzerine yazar, bu mesaj ânında alıcı teledaktilo tarafından basılır. ABD’de teledaktilo çalışmaları TWX sistemi olarak bilinirken Avrupa’da bunun yerini teleks alır.
Özel hat hizmetleri: Büyük organizasyonlar kendi büroları arasında özel telgraf hatları kurmayı plânlar ve bunu yaparlar. Basının, petrol şirketlerinin ve diğer endüstri organizasyonlarının, askerî birliklerin ve hükümet acentalarının çok miktarda özel kablo ve hatları vardır. Genellikle telgraf hatları, telgraf şirketi tarafından çekilir ve sonra sâhibine teslim edilir.
Telgraf makinesi nasıl çalışır: Şimdi en fazla kullanılan telgraf makinesi teledaktilolardır. Bu hem alma hem de verme işlemlerinde kullanılır. Bir mesaj göndermek için operatör bunu basit olarak daktilo eder. Operatör her tuşa basışında beş uzun demir kendilerini beşinci bölüm Murray Kod’una ayarlayarak lâzım olan harfi meydana getirirler. Boşluklar için gene lüzumlu demir çubuklar kullanılır. İşâretler için çubuklar sola geçer ve boşluk çubuklarının arkasından çıkar. Bu çıkıntı meydana getiren çubuklar, hat üzerinde akım gönderen elektrik düğmelerini kapar. Alıcı teledaktiloda her işâretin alımı bir elektromıknatısın beş çubuktan birine basmasına ve böylece belirli bir harfi gösteren beşinci bölüm kod kombinasyonunu meydana getirmesine sebep olur. İşâretler için basılı çubuklar, boşluklar için hareket ettirilmemiş çubuklar, döner şekilde olan harf kafalarını belirli harf gelince durdurur. Sonra harfin arkasına çekiçle vurulur ve harf kâğıda basılır.
Bir teledaktilo operatörü devamlı daktilo yazamayacağı için pahalı olan telgraf hattını devamlı kullanamaz. Bu hattın devamlı kullanılabilmesi şeride alınan mesajın gönderilmesiyle mümkün olabilir. Bunun için yazılı mesaj ilk önce şerit üzerine kaydedilir, daha sonra şerit makineye takılarak mesaj alıcı merkeze gönderilir. Mesaj kapayıp açan merkezlerde gelen sinyâller mesajı kâğıt şeride basan reperforatorü işletirler. Kapayıp açma merkezlerinde aynı zamanda, mesaj yazılı hâle çevrilir.
Elektronik olarak kontrol edilen kapayıp açma merkezlerinde mesajlar manyetik hâfıza devreleri üzerinde depolanır ve lüzumlu hat boşalınca buradan okunarak, operatöre lüzum görülmeden, diğer intikâl merkezlerine gönderilir.