Osmanlı vâlilerinden. 1744 yılında Yanya’da doğdu. Dedeleri Arnavutluk’ta muhtelif vazifelerde tanınmış olup, babası Tepedelen mütesellimi Veli Paşadır. Küçük yaşta babası öldüğünden gençliği mücâdelelerle geçti. Kurd Ahmed ve Kaplan Paşalara hizmet edip, himâyelerine girdi. Kaplan Paşaya dâmât oldu. Yanya, Delvina ve Tırhala mutasarrıflıklarıyla Derbentler-Başbuğluğu gibi vazifelerde kendini tanıttı. Oğulları Muhtar, Veli Veliyüddîn ve Sâlih Paşalar çeşitli vazifelerle Kuzey Arnavutluk’la Yunanistan’a hâkim olunca buralar Tepedelenli âilesinin mâlikânesi hâline geldi.
Osmanlı-Rusya-Avusturya Savaşında 1787’de Avusturya cephesinde PançovaHarekâtına katıldı. Sırbistan’da çıkan isyânı bastırmada hizmetleri oldu. Rus cephesinde de savaştı. Rütbesi 1795’te mirmiranlığa yükseldi. Yanya bölgesindeki yerli halkın çıkardığı isyanların bastırılmasında, Napolyon’un Mısır’a saldırısı sırasında Fransızlarla yaptıkları mücâdelelerde zaferler kazandı. 1798’de Preveze yakınında Fransızları bozguna uğratınca kendisine Sultan Üçüncü Selim Han tarafından vezirlik verildi. Rumeli vâlisi olarak dağlı eşkiyânın cezâlandırılması için bir sene kadar bu vazifede bulundu. On dokuzuncu yüzyılın başında Osmanlı Devletiyle İngiltere, Fransa ve Rusya arasındaki siyasî olaylardan da istifâde ederek Makedonya bölgesinin en güçlü adamı hâline geldi. Bu bölgenin tanınmış vâlilerinden İbrâhim Paşayı hileyle getirterek ölünceye kadar Yanya’da hapsetti. Oğlunu yerine göndererek Arnavutluk’un Toskalık bölgesinde hâkimiyet kurdurdu.
Ali Paşanın Arnavutluk’ta ve hâkim olduğu yerlerdeki tutumu, hâdiseleri istismar etmesi, onu devlet içinde devlet gibi hareket ettiriyordu. Mora ahâlisinin ve Rumların ayaklanarak devletin başına yeni bir gâile açılmasını istemeyen Sultan Mahmûd Han, Tepedelenli Ali Paşanın yaşlı olmasını düşünerek üzerine gitmiyordu.
Ancak İngilizlerle gizli muhâberelerde bulunan Nişancı Halet Efendinin çevirdiği entrikalar üzerine Ali Paşa ve oğulları memuriyetlerinin bir kısmından azledildiler. Fakat dinlemedikleri için üzerlerine karadan ve denizden kuvvet gönderildi. Yanya kalesinde bir sene 4 ay 25 gün muhâsaradan sonra serasker Hurşid Paşanın, hayâtına dokunulmayacağına dâir teminat vermesi üzerine Ali Paşa Yanya Gölündeki Pandeleimon Manastırına çekildi. Hurşid Paşanın yazılı bildirisini kabul etmeyen kindar Halet Efendi îdâm fermanını birkaç kişiyle gönderdi. Bunun üzerine kendisini müdâfaa eden Tepedelenli kurşunla vurularak öldürüldü (1822). Tepedelenli Ali Paşanın ölümüyle Rumlar üzerlerindeki en büyük tehlike ve baskıdan kurtulmuş oldular. Etniki Eteryada bunu fırsat bilerek isyânın başlama zamânının geldiğine kanaat getirip harekete geçtiler. Böylece Eflak-Boğdan ve Mora’da yıllarca sürecek olan Rum isyanı başlamış oldu.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.