Ebü’l-Abbâs Ahmed bin Muhammed et-Ticânî’nin tasavvufta tâkip ettiği yol, tarikat. Halvetiyye yolunun kollarından olan Ticâniyye, Kuzey Afrika’da yayılmıştır. Ebü’l-Abbas Ahmed bin Muhammed’in dedelerinden Seyyid Muhammed, Berberî kabilelerinden biri olan Ticanlılardan bir kadınla evlenmişti. Bu soydan geldiği için Ebü’l-Abbas Ahmed’e Ticânî, yoluna da Ticâniyye denildi.
Ticâniyye yolunun kurucusu Ahmed et-Ticânî 1737 (H.1150) senesinde Cezâyir’in güneyinde Ayn-ı Mâdî denilen yerde doğdu. Peygamber efendimizin soyundan olup seyyiddir. Yedi yaşında Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Yirmi yaşına varmadan dînî ve edebî ilimleri öğrendi. Yirmi yaşına gelince tasavvufa yöneldi. Pekçok âlim ve velîyle görüşüp onlardan faydalandı. Sahrâ ve Tilemsan’a gidip tefsir ve hadis dersleri verdi. Hacca gitmek üzere yola çıktı. Cezâyir yakınlarında Ezvâvâ denilen yere gelince Ebû Abdullah Muhammed bin Abdurrahmân Ezherî’nin sohbetinde bulunup ondan Halvetiyye yolunu öğrendi. Yolculuğa devam edip Mısır’a ulaştığı zaman Şeyh Mahmûd-ı Kürdî ile görüştü. Mekke’ye giderek hac ibâdetini yerine getirdikten sonra Medîne-i münevvereye gitti. Peygamber efendimizin kabrini ziyâret edip yüksek derecelere kavuştu. Mekke ve Medîne’de pekçok âlim ve velîyle görüşüp sohbet etti. Hac dönüşünde tekrar Mısır’a gelince bir müddet Mahmûd-ı Kürdî’nin yanında kaldı. Büyük velî Mevlânâ İdris’i ziyâret etmek üzere Fas’a gitti. Oradan Tunus’a ve Tilemsan’a geçti. Burada kalıp insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı. Birçok yeri dolaştıktan sonra Sem’un köyüne yerleşti. Burada halvete girerek, insanlardan uzak durdu. Devamlı ibâdet ve zikirle meşgul oldu. Pekçok manevî derecelere kavuştu. Mânevî âlemde görmekle şereflendiği, dedesi Resûlullah efendimizin işâretiyle insanlara doğru yolu anlatmaya ve terbiyeye başladı. Pekçok kimse onun sohbetlerinde bulunarak hidâyete, hak yoluna kavuştu. Daha sonra Fas’a gitti. Fas sultanının isteği üzerine oraya yerleşti. Bir dergah inşâ ettirip, burada insanlara din bilgilerini ve Allahü teâlânın rızâsını kazanma yollarını öğretti.
Halvetiyye tarikatının usûlüne göre talebe yetiştiren Ahmed et-Ticânî, Afrika’da İslâmiyetin yayılmasına büyük hizmet etti. Bir ara Şam’a gitmek istediyse de gidemeyip 1815 (H.1230) senesinde 80 yaşındayken Fas’ta vefât etti ve orada defnedildi.
Ahmed et-Ticânî’nin vefâtından sonra Ticâniyye adı verilen yolu oğulları ve halifelerinin gayretleriyle Afrika’da süratle yayıldı. Afrika’nın henüz Müslüman olmamış yerli din mensuplarının Müslümanlığı kabul etmelerinde mühim rol oynadı. Ticânîler, özellikle Fransız hâkimiyetinde bulunan Afrika’nın Fransız idârecileriyle iyi geçinerek, faaliyetlerini rahatça sürdürdüler. Afrika dışında Yemen, Mısır, Sudan ve Orta Doğu ülkelerinde de mensupları bulunan Ticâniyye yoluna çeşitli bid’atler karıştırıldı.
Ticâniyye yolu mensupları üç şey yaparlar. Bunlardan birincisi, sabah akşam olmak üzere iki defâ yaptıkları virddir. Bu da 100 defâ “estağfirullah” demek, Peygamber efendimiz için 100 defâ salevât okumak ve 100 defâ “Lâilâhe illallah” demek sûretiyle yerine getirilir. İkincisi; her gün en az bir defâ yapılan vazifedir. Bunda da 30 defâ istiğfar, 50 defâ salevât-ı şerîfe, 100 defâ “Lâ ilâhe illallah” ve 12 defâ “Cevheretü’l-Kemâl” duâsı okunur. Üçüncüsü ise hadradır. Zikir de denen hadra, Cumâ günleri ikindi namazından sonra icrâ edilir. Zikir esnâsında 1000 veya 1600 defa Lâilahe illallah” veya yalnız “Allah, Allah” denir. Bunların sayısı 300’e kadar, inebilmektedir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.