Alm. Typhus (m), Fr. Typhus (m), İng. Typhus. İnsanlık târihinin en eski hastalıklarından biri. İki tipi vardır: Epidemik tifüs, Fâre tifüsü.
Epidemik tifüs (salgın yapan tifüs): Lekeli humma, klasik tifüs, Avrupa tifüsü de denen bu hastalık insana bitle bulaşan, başağrısı, ateşle başlayan, deride yaygın döküntü yapan, iki hafta kadar devam eden ve yaşlılarda oldukça tehlikeli, riketsia türü bir mikrobun yaptığı hastalıktır. Yüzyıllar boyunca büyük salgınlar yapmış, büyük insan kitlelerinin ölümüne sebep olmuştur. Âmili Riketsiya prowazeki olup bitlerin kurumuş dışkılarında, sıcak olmayan yerlerde aylarca canlı kalabilir.
Vücuda giriş genellikle deriden olur. Konjonktiva (gözün ak kısmının ve kapak içlerinin dış zarı) ve solunum yolu sümüksü zarlarından da girebilir. Küçük kan damarları duvar hücrelerine yerleşir, çoğalır ve kan dolaşımına karışır. Bunlar diğer küçük kan damarlarının duvar hücrelerine girer, hücrelerin ölümüne sebep olurlar. Sonra damarın tıkanarak tromboz teşekkülüne sebep olurlar. Damar çevresinde tifüs nodülü meydana gelir. Damar zedeleri en fazla deride olur, ayrıca merkezî sinir sistemi, kalp kası, böbrek üstü bezi, haya (testis)larda da bulunabilir.
Kuluçka dönemi 10-14 gündür. Hastalık genellikle âniden başlar. İlk belirtiler ürperme, iştahsızlık, başağrısı, bacak ve sırtta kas ağrıları, hâlsizliktir. İlk 2-3 günde ateş 39°C’ye kadar yükselmeler gösterir. Üçüncü günden sonra 40-41°C’a çıkar ve hasta iyileşinceye veya ölünceye kadar devam eder. Hastalığın 4-6. gününde pembe renkli döküntüler sonra kırmızı-mor renge döner ve basmakla kaybolmaz, iz bırakmaz. Yüksek ateşle uyumlu olarak nabız sayısı fazladır.
Hastada ışıktan korkma ve gözlerde sulanma vardır. Gözleri ve yüzü kızarmıştır. İlk haftada çılgınca hareketler olabilir. Bâzı hastalar uyuyamazlar. Hastanın şuuru bulanıktır, dalgındır. Güç konuşur. Kulak çınlaması, sağırlık vardır. Hastalığın ikinci ve üçüncü haftası kritik dönemdir. Hasta yardımsız yiyemez, içemez, tamâmen sağır ve şuursuzdur. Bunu uyku hâli ve koma tâkip edebilir. Kalp kası iltihabı olabilir. Vak’aların yarısında dalak büyür. Böbrek yetmezliği husûle gelir. İdrar miktarının azalması ve kanda üre miktarının yükselmesi ölüme gidişin habercisidir. Topuk, ayak, parmak uçları, kulak, burun, cinsî organlarda doku ölümleri olabilir. İkinci haftanın sonuna doğru orta kulak iltihabı, gözün iltihaplanması, yaygın kıl kökü iltihabı husûle gelir.
Hastalık çocuk ve gençlerde hafif; yaşlı, gebe, dolaşım sistemi bozukluğu ve kronik hastalığı olanlarda ağır seyreder. Ölüm nispeti % 40 kadardır. Başka hastalığa dönüşmezse hasta tam olarak iyileşir. Eski iş gücüne kavuşabilmesi için 2-3 ay gereklidir.
En fazla tifo olmak üzere kızamık, çiçek, zatürre, sıtmayla karışır.
Hastadan ilk haftada alınan kan, kobayın karın zarına şırınga edilerek riketsiyalar elde edilerek teşhis konabilir. Bâzı serolojik (serumla ilgili) tetkikler de teşhise yardımcıdır. Well-Felix ox19 reaksiyonu pozitiftir.
Epidemik tifüs soğuk iklimlerde daha fazla olmak üzere dünyânın her tarafında görülür. Harp, zelzele, kıtlık yıllarında salgınlar yapar.
İnsan vücut biti, hasta kanını emdiğinde riketsiyayla bulaşmış olur. Riketsiyalar bitin dışkısıyla çıkarlar. Bitin ısırmasıyla bulaşma olmaz. Epidemik tifüs, ihbarı mecburî hastalıklardandır.
Tedâvisinde iyi bakımın yeri büyüktür. Yüksek kalorili ve vitaminli sıvı besinler uygundur. Ağızdan alamadığında damardan serum ve şekerli su verilmelidir. Yüksek ateşi düşürülmeye çalışılır. Ağrı kesiciler kullanılabilir. Sebep olduğu diğer hastalıkların da tedâvisi gerekir. Ayrıca kloramfenikol, klortetrasiklin, oksitetrasiklin ateş düşünceye kadar verilir.
Korunma için DDT ve benzeri maddelerle, bitlerle savaşılır. Salgın zamanlarında kitle hâlinde aşı yapılır.
Fâre tifüsü: Endemik tifüs, şehir veya dükkân tifüsü, pire tifüsü gibi adları da olan epidemik tifüse benzeyen, fakat oldukça selim seyreden, âni başlayan ateşli, başağrısı ve döküntülerle karakterize bir hastalık Etkeni, Riketsiya mooseri (Riketsiya tifi)dir.
Kuluçka dönemi 8-12 gündür. Epidemik tifüs gibi belirtileri vardır, fakat daha hafif seyreder. Hastalık ürpermeler, başağrısı, kas ağrıları, ateşle âniden başlar. Dökülmeler birinci haftanın sonunda görülür ve oldukça seyrektir. Ateş ilk hafta 38-39°C’dir. Daha sonra inip çıkmalar gösterir. 9-14 günde normale iner. Merkezî sinir sistemi, kalp kası ve böbrek genellikle tutulmaz. Hasta iyileşir. Başka hastalığa dönüşme nâdirdir.
Teşhis için hastalığın ilk haftasında kandan riketsiyalar elde edilir. Hastalık fârelerin çok bulunduğu yerlerde yaygındır. İnsana fâre piresiyle geçer. Pirenin dışkısıyla çıkan mikrop kaşınma sonucu deriden alınır. Aynı dışkıyla bulaşmış besinlerle bulaşma da mümkündür. Gözden ve solunum yolundan da riketsiyalar girebilir.
Tedâvisinde kloramfenikol ve tetrasiklinler kullanılır. Hastalıktan korunmak için fâre ve sinek mücâdelesi yapılmalıdır. Aşısı da vardır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.