Alm. (Strassen-) Verkehr (m), Fr. Circulation (f), trafic (m), İng Traffic. Yayaların, hayvanların, kara, deniz, hava vâsıtalarının hareketi; gidiş geliş. Seyrüsefer. Bu kelime araçlı araçsız bütün taşıma işlerini de içine almaktadır. İnsanın bütün hayâtında önemli yeri olan trafiğin 40-50 yıl önce günlük hayâta bugünkü kadar tesir edeceği hayâl bile edilemiyordu. İlk insan ve ilk peygamber hazret-i Âdem’den beri insanlar çeşitli medeniyetler kurup değişik ulaşım vâsıtaları kullandılar. Bugüne kadar yapılan arkeolojik kazılarda kullanılan vâsıtalardan atlı arabalara âit bilgiler bulunabilmiştir. Bunlarla yapılan ulaştırmada, yolcu ve eşyaların emniyeti için bâzı kurallara uyulması mecburiyeti kondu.
Bilinen en eski trafik kuralları Babillilere âittir. Bundan sonra Romalılar büyük ticârî yollara hakimiyetleri sebebiyle değişik kâideler koydular. Avrupa’dan Çin’e kadar olan ticârî yollar için tedbirler aldılar. Onlardan sonra çok kısa zamanda üç kıtaya hâkim olan Müslümanlar geniş topraklar üzerinde emniyetli kervan yollarını işlettiler. Selçuklu ve Osmanlılar yolculuğun emniyetli yapılması için yol güzergâhı üzerinde han ve kervansaraylar inşâ ettiler. Yollarda yapılan taş ve kemer köprülerden bir kısmı günümüzde kullanılmaktadır.
Târihin çeşitli dönemlerinde bâzı ülkeler deniz ulaşımında öncülük yaparak kullanılan vâsıtaları geliştirdiler. Mısır, Finike, Kartaca, Yunan, Roma Bizans, Osmanlı medeniyetlerinde deniz vâsıtalarında önemli gelişmeler oldu. Küçük ve büyük denizlerde gemilerin belli yolları tâkipleri zamanla gemi trafiğinin artmasına sebep oldu. Buharlı gemilerin bulunması, limanlar arası taşımacılığın önem kazanması belli bölgelerde trafiği daha fazlalaştırdı. Bilhassa liman, boğaz ve kanallarda ulaşımın artması yeni trafik kurallarının uygulanmasını gerektirdi. Milletlerarası deniz yollarının mecburî olarak kullanılması ve yaygınlaşması milletlerarası deniz trafik kâidelerini ortaya çıkardı. Devletlerin bunlara uyma mecburiyeti genel kâide hâline geldi İmdat isteyen gemilere yardım, deniz fenerleri, kurtarma kuruluşları, kılavuzluk hizmetleri, ikmâl, bakım, onarım, gemilerin izin ve muâyeneleri, gümrük işlemleri, milletlerarası trafik kâidelerine uygun olarak yürütülmektedir.
Hava ulaşımı bilhassa İkinci Dünyâ Harbinden sonra önem kazandı. Büyük şehirler ve milletlerarası uçak seferlerinin her geçen gün fazlalaşması bâzı bölgelerde hava trafiğinin artmasına sebep oldu. Hava meydanlarından yolcu ve yük nakli belli esaslar dâhilinde yapılmaktadır. Ülkeler arası seferler çok artınca milletlerarası antlaşmalara ihtiyaç duyuldu. Böylece devletlerin ve özel şirketlerin hava sahalarından ve meydanlarından faydalanmaları esasa bağlandı. Bugün hava trafiği denetiminin gâyesi uçak rotalarının çakışmasını önlemek ve uçaklar arasında güvenli bir mesâfenin bulunmasını sağlamaktır. Uçuş sırasında uçaklar arası bulunması gereken açı derecesi, doğru ve dikey uzaklıkları Ülkelerarası Sivil Havacılık Kuruluşu (ICAO) tarafından belirlenir.
Trafik deyince genelde kara trafiği akla gelir. Dünyâda ve memleketimizde motorlu araç sayısının ve nüfûsun giderek artması, otomotiv sanâyiinde gelişmeler, her geçen yıl trafik kazâlarının artması büyük can ve mal kaybı dikkatleri buraya çekmektedir. Memleketimizde 1953 yılına kadar karayolu trafik hizmetleri beldelerin kamu hizmeti olarak belediyelerce yürütülüyordu. 18 Mayıs 1953’te yürürlüğe giren 6085 sayılı Karayolları Trafik Kânunuyla karayolları üzerinde trafiğin tanzim ve murâkabesi Bölge ve İl Trafik Zâbıtalarınca yapılması hükmü getirildi. Daha sonra 13 Ekim 1983 târih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kânunu yürürlüğe girdi. Bu kânuna göre karayollarında can ve mal güvenliğini trafik düzenini sağlama; başta Emniyet Genel Müdürlüğü olmak üzere, Karayolları Genel Müdürlüğü, belediyeler ve bâzı kamu kurum ve kuruluşlarınca yerine getirilir, denilmektedir.
Trafiğe çıkacak olan araçların ve sürücülerin Trafik Kânunu gereğince plaka ve ehliyet almaları gerekmektedir. Plakalar aracın hangi il’e âit olduğunu ve trafiğe çıkmaya ruhsatlı olduğunu gösterir. Ülkemizde her ilin trafik numarası vardır. Ehliyetse sürücüye verilen araç kullanma belgesidir. Bu belgeye sâhip olmayanlar trafiğe çıkamaz ve araç kullanamaz. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kânununa göre Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Sürücü Kurslarını bitirenler Sürücü Belgesi (Ehliyet) almaya hak kazanır.
Trafik kazâlarının meydana gelmesinde en önemli husus insana dayanmaktadır. İnsanların sebep oldukları hatâlar kazâların ortaya çıkmasında % 97’lik payla ana kaynaktır. Yaya ve sürücülerin eğitimine önem verilmesi kazâ nispetlerini azaltabilecektir. Kâidelere riâyet, içkili araba kullanmama, hakkına rıza, eğitime çocuk yaştan başlama, aşırı süratten kaçma, yasaklara uyma trafiğin aksamaması ve kazâların olmaması bakımından dikkat edilecek önemli hususlardır.
Trafik kazâlarının faktörleri şoför ve sürücüler, yayalar, yolcular, vâsıtalar ve yol olmak üzere beş grupta toplanabilir. Bunların başında % 75,2’lik bir oranla şoför ve sürücülerin yaptığı kazâlar gelir. Bunu % 22 ile yayaların sebebiyet verdiği kazâlar tâkip eder.
Trafik kazâlarını azaltmak ve trafiğe düzgün bir akış sağlamak üzere her ülkenin ve milletlerarası trafik kuralları bulunmaktadır. Bu kurallara yayaların ve sürücülerin uyması mecbûrîdir.
Trafik kurallarından bâzıları:
Trafik ışıklarının ve polisinin bulunduğu yerlerden karşıdan karşıya geçiniz.
Hatalı sollama yapmayınız.
Öndeki aracı, duruş güvenliğini sağlayacak bir mesâfeyle tâkip ediniz.
Yorgun, içkili, uykusuz ve alkollü araba kullanmayınız.
Trafik işâret ve levhalarına uyunuz.
Emniyet kemerlerinizi takmadan yola çıkmayınız.
Ülkemizde Son 10 Yıllık Trafik Kazâları (1993)
Ölüm Ölüm Yaralı
Yıllar Kazâ Adedi (Kaza Yerinde) (İlk Yardımda ve Ömür Boyu Sakat
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.