Amerika Birleşik Devletleri’nin otuz üçüncü Devlet Başkanı. 8 Mayıs 1884’te Missouri eyâletinin Lamar şehrinde John ve Martha Trumanların çocuğu olarak dünyâya geldi. 1890’da Independence kasabasına yerleşti. Truman, babasının mâlî sıkıntıları sebebiyle normal bir eğitim göremedi. Yine aynı sebepten çok istediği Askerî Akademiye de giremedi. Birkaç sene demiryolu işçisi ve bankacı olarak çalıştı. Yirmi iki yaşında tekrar doğduğu eyâlete döndü. Müteâkip on bir senesini Grandview’de çiftçi olarak geçirdi. Hayâtın zorlukları geniş bir tecrübe kazanmasına yardım etti. Bu arada Demokrat Partiye sempati duymaya başladı.
Birinci Dünyâ Harbinin başlaması, önüne yeni imkânlar çıkardı. Millî Muhâfız Ordusuna girerek kısa zamanda yüzbaşı oldu. Savaş boyunca Fransa’daki Amerikan topçu birliklerinde vazife yaptı. Savaştan sonra işçi hareketine yardımcı oldu. 1922’de Jackson Kontluğu Mahkemesi Hâkimliğine seçildi. 1924 ve 1930’da aynı makâmı tekrar elde etti.
1934’te Missouri’den Demokrat Senatör adayı oldu. Herkesin seçilme şansı tanımadığı seçim kampanyası sonunda senatör oldu ve bütün Amerika’yı şaşırttı. Senatörlüğünün ilk yıllarında hava ve kara taşımacılığı konusunda hazırladığı halkın faydasına tekliflerin kabul edilmesi, ününü iyice arttırdı. İkinci defâ senatoya girdikten sonra dış politikaya da ağırlığını koydu. Bunun yanında önayak olduğu senato soruşturma komisyonlarıyla, toplanan vergilerin yerinde ve israf edilmeden harcanmasına çalıştı. Özellikle Millî Savunma Komisyonundaki göreviyle verimliliği teşvik etti. 1944’te Başkan Yardımcısı oldu. 12 Nisan 1945’te Roosvelt ölünce de onun yerine geçti. Roosvelt’in politikasından ayrılmadı. İkinci Dünyâ Harbinin çabuk bitirilmesi konusundaki diğer çözümlerin yanında Hiroşima ve Nagasaki’nin bombalanmasını tercih etti.
İkinci Dünyâ Harbinden sonra Batı Avrupa’nın Rus propagandasından korunması için kesif bir gayret gösterdi. Sosyalist hareketlerin mevcut olduğu Fransa, İtalya ve Yunanistan gibi devletlere büyük miktarlarda yardım yollatarak, bunların geçici olarak da olsa Rusya’dan uzaklaşmalarını temin etti. Türkiye’nin askerî ve ekonomik problemlerinin çözümlenmesi için yardımda bulundu. Tâkip ettiği akıllıca dış politika içte yıkılan îtibârını tekrar kazanmasını sağladı. 1948 seçimlerinde tekrar Başkan seçildi. İkinci dört yıllık dönemin mühim bir bölümünü Asya’nın problemlerini çözmeye çalışarak geçirdi. Komünist ve Milliyetçi Çinlileri birleştirmeye çalıştı. Ancak başarısızlıkla neticelenen bu politika, milliyetçi lider Chiang Kai-Shek’in anavatandan sürülmesine yolaçtı. 1952’de yerine General Dwight D. Eisenhower geçti. Truman başkanlıktan çekildikten sonra gözlerden kayboldu. 1955 ve 1956’da hatıralarını neşretti. 26 Aralık 1972’de öldü ve “Truman Kütüphânesi” bahçesine gömüldü.
Truman Doktrini: Başkan Truman 12 Mart 1947’de kongrede yaptığı konuşmada başta Türkiye ve Yunanistan olmak üzere, Avrupa ülkelerinin ekonomik sıkıntıda olduğuna dikkat çekti. Bu ülkelere yardım yapılmasını istedi. En büyük yardımı 400 milyon dolarla Türkiye ve komşusu Yunanistan’a ayırdı. “Truman Doktrini” olarak bilinen bu yardım sistemi Truman baştayken kısmî olarak muvaffak oldu. Yunanistan’ın Rusya’ya kayması geçici olarak önlendi. Türkiye ile dostane münâsebetler kuruldu. Ancak diğer Avrupa ve Asya devletleri üzerinde müessir olunamadı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.