Atmosfer basıncı farklarından ve yer kürenin değişik bölgeleriarasındaki sıcaklık farklarındankaynaklanan hava hareketi.Havanın hareket etmesine kara ve havasıcaklığındaki değişmeler neden olur.Sıcaklık farkları, yüksek, alçak basınç alanlarının doğmasına yol açar.Sıcak bölgelerde alçak basınç, soğuk blgelerde yüksek basınç alanları oluşur.Bu iki bölge arasında basınç farkının oluşması sonucu hava yer değiştirerek yüksek bölgelerinden alçak basınç bölgelerine doğru hareket eder.Havanın bu hareketinin adı olan rüzgarın hızı, havanın hareket hızına bağlıdır.Bu hız saniyede metre ve saatte kilometre olarak açıklanır.Bir yerde, rüzgarın hızlı esmesi, hava olaylarının şiddetli bir biçimde geliştiğini gösterir.Hızla esen rüzgarın yıkıcı etkisi bu başlangıçtan ileri gelir.1m/sn hızla esen rüzgarın 1mkarelik bir-yüzeyde yaptığı basınç 0,0756kg. dir.Hızı anometre ile ölçülür.Hızını tahmin edebilmek içinse botor ölçeği (Beaffort scale)kulanılır.Rüzgar hızları haritalarda knot ölçülerine göre eşpız izotaş eğrileri ile gösterilir.Yönü ve hızı çoğu zaman birlikte gösterilir.Bir bölgenin belirli bir süre içinde aldığı rüzgar ve onun şiddetini göstermek için, istasyonu gösteren küçük bir dairenin çevresine her yöndeki rüzgar, okun boyu esiş sayısına, kanatçıkların sayısıda rüzgar şiddetine göre alınmak yoluyla çizilir.
Bu tip diyagramların çeşitleri vardır ve bunlara rüzgar gülü diyagramları denir.Belirli bir yöndeki rüzgarların ortalama hızları ile o rüzgarların esiş sürelerinin çarpılmasına ortalama rüzgar hızı bulunur.Bunlardanda rüzgar sürekliliği ve rüzgarın akım çizgileri belirlenir. Rüzgarların yönleri zaman zaman değişir . Bu değişmeler hava koşullları bakımından önemli etkiler yapar.Bu nedenle hangi yönde ne kadar estiği önemlidir. Eşiş sıklığına o rüzgarın frakansı denir.Frakans adı gecen rüzgarın esme süresi yada sayısının belirli zaman ölçülerine göre (gün , ay , yıl) yüzde oranı ile belirtilir. Rüzgar sürekliliği ise belirli sürelerde belirli rüzgarların estiğini göstermek iç in kullanılır.Rüzgarlar yüksek başıçlarda esmelere göre onları harakete geçiren kuvvetin yönü eş basınç (izobar) eğrilerine diktir . Bu kuvvete bara motrek gradyan denir. Barometrik garadyanın etkisi altında kalan rüzgarlara da barostofik ya da gostrofik rüzgarları adı verilir.
Dünyada , dönen bir küre olduğu için rüzgarlar eşişleri sırasında Kuzey yarı kürede sağa Güney yarı sola saparlar . rüzgarları saptıran bu güce koriyolis etkisi denir.
Rüzgarlar yere yaklaştıkça sürtünme etkisiy le hızları azalır.Buna bağlı olarak koriyolis etkisi zayıflar.Bu rüzgarlara yarı sapmış rüzgarları adı verilir.Sapma olayı siklon alanındaki alçalıcı hava hareketlerinin burgaç durumunu olmasına neden olur.Bu nedenle alçak başınç alanlarının haritasında çevreden merkeze doğru yaklaşan havada kuzey yarı kürede saat göstergesinin tersine güney yarı kürede saat göstergesinin hareketine uygun bir dönüş , yüksek başınç alanlarının haritasında cevreden merkeze doğru uzaklaşan havada , Kuzey yarı kürede saat göstergesi hareketine uygun güney yarı kürede gösterge hareketinin tersine bir dönüş görülür. siklon ve anti siklonlardaki bu dönüş hareketi genellikle gözle görülmez . Çünkü havanın hareketinin çapı yüzlerce km . Ancak küçük ölçülü siklonlarda torna dolar ve hortumlarda görülür.
Rüzgarın yere yüzüne sürtünmesini hızı azaltır ve sapma azaldığından sürtünme yoluyla yönüde değişir. Rüzgarların yere yüzünde yavaş500-600 m yükseklerde daha hızlı esmesinin nedeni yükseklerde sürtünme yoluyla rüzgarın hızının azalmaısından meydana gelir.
Rüzgarın bulunulan yere doğru geldiği yere rüzgarın yönü denir. Bu yön coğrafi yönlerle küzey ,batı rüzgarı vb biçiminde belirtilir. Türkiyede rüzgar yönleri dört grupta toplanır v harfle ifade edilir .Bunlar: s güney(kıple) e doğu , n küzey (yıldız) ve w batı olarak belitilir .Ara yönler ise se keşişleme ,ne poyraz , nw karayel ve sw lodos dur.Rüzgar yönleri genellikle pusuluların ana ve ara bölümleri olan 16 yön boyunca açıklanır.Rüzgarın yönü ,rrüzgar gülü ile belitilir.Rüzgar , genel olrak adlandırıldığı gibi yerel adlarda alırlar . Bunlar genelde denizçilikte kullanılır.Karadenizde küzeyden esen rüzgarlar yıldız , ege denizinden esenler etezyen adını alır. Rüzgarlar kendilerini oluştıran hava kütlelerinin özelliklerine göre sıcağı yada soğuğu getiriler.Kara dan denize doğru esen rüzgarlar dalgalar oluşturur .Özellikle yönleri açık denizden kara ya doğru esen rüzgarlar fırtınayı oluşturur. Hava alanlarında rüzgar yönlerini belirlemek için rüzgar torbaları kullanılır .İki uçu delik bir kumaş borudan oluşan bu torbalar rasat amcından çok uçuş yapan pilotlara rüzgarın yönünü gösterir.
Atmosferi çanlandıran hava hareketleri bütünü büyük çaplı olarak ele alıırsa düzenli bir görünün sergilerler.Yer yüzündeki metoloji istasyonların her birinin yerine atmosfer basınçının ortalama değerini koyarak elde edilen eş başınç eğrileri haritaları bir ekvator alçak basınçlar kuşağıyla bir birinden ayrılan iki tropikal yüksek basınçlar kuşağının varlığını ve kutup bölgelerinde hiç değilse aşaı katmanlarda oldukça yüksek başınçların bulunduğunu ortaya koyarlar. Orta enlemlerde 45 60 derece bileşeni batıdan güney batıya olan rüzgarlar görünür, bular kutup bölgelerinden gelen küzey doğu rüzgarlarıyla karşılaşınca bu bölgede tedirginlikler meydana getirir.Bu tedirginlikker başınç alandaki değişikliklerlke birlikte görülür, böylece rüzgarlerın düzenide al tüst olduğundan atmosferdeki dolaşın şemasıda bozulur. Buna karşılık musonlar , büyük ana karalarda belli aralıklarla gelişem etki merkezinden kynakanırlar.ara karadan yazın denizden gelen nemli bir rüzgar kışın karadan gelen kuru bir rüzgar eser.
Hava basınçının yere küre üstünde gerçek dağılımı ve da oluşumu , geçiçi rğzgarların oluşumuna neden olur. Yer yüzünün tüm ülkelerin de az çok belirli özellikleri bulunan yerel rüzgarlar eser örneğin akdenizde oluşan alçak basınç alanlarından dolayı kuzey afrika kıyılarında batıdan doğuya esen sıcak ve cok kurak bir güney rüzgarı olan sriko; yine sıcak ve kurun rüzgar olan bu tür bir alçak başınç alanın nil deltasına gelmesine yada orada uluşmasıyla esen hamsin riode la platanın batısında yel çevrimine benzer şiddetli bir rüzgarf olan pam pero yunan takım adalarında yazları esen mevsinlik yada yıllık rüzgarlar adriya denizinde yada karadenizde kış mevsiminde esen bir rüzgar olan bora vb. Orta avrupada küzey alplerin isviçre ve avuturyadaki vadilerinde çok iyi biline föhn rüzgarı da özellikle belirtilmesi bir rüzgardır .Bu gerçekten bir rüzgarın sıra dağda her dik eşişinde ortaya çıkan olaydır.İç anadoluda Karapınar yöresindeki pek ibce volkanik kumların ve küllerin bulunduğu çıplak yerlerdede rüzgarın etkisi görünmüş, bunların kenarlarındaki yerlerde kaplamakta olduğu anlaşılmış buralarda son15-20 yoldan beri ağaçlandırma yapılarak rüzgarın bu etkileri kısmen olsun önlenmiştir.
DENİZLERDE HAREKET
Deniz yüzü hemen daima hareket halindedir.Bu hareketleri oluşturan iki büyük güç vardır:
1-Rüzgarların tesirleri
2-Ayın ve güneşin günlük gücünün tesirleri
a.Dalgalar,Akıntılar,Gel-Git olayı:
Dalgalar deniz yüzünün dönemli olarak biçim değiştirmesidir.Böyle bir hareket sırasında su bölümcükleri çember biçiminde birer yol çizercesine salınırlar.İşte buna Çemberleme Hareket denir.Dalgada birbiri arından yer değiştiren madde deyil, harekettir.Dalgaların özelliğini ortaya koyan unsurlar vardır:
Dalga yüksekliği:1-2m. bazen daha çok olur.
Dalga boyu:dalganın sırtlarını ayıran uzaklıktır.
Dalga dönemi: Birbiri ardından gelen iki sırtın yerinde duran bir noktanın önünden geçişleri sırasında geçen zamandır.
Dalganın yayılma hızı:Hareketin deniz veya göl üstündeki yayılış hızıdır.
Açıklardan kıyılara doğru ilerleyen dalgalar buralara çarparak aşındırıcı etki oluşturur.Buna dalga aşındırması denir.Kimi zaman 10-20 ton kayalar sürüklenebilir.Bunlar geçtikleri yerleri aşındırırlar.Bu dalgalara çatlayan dalga denir.Kıyı boylarında yar denilen dik kayalıklar oluşur.
Deniz akıntıları okyonuslarda ve denizlerde doğdukları bölgelerden uzaklara su kütlelerini sürükleyen hareketlerdir.Bunlar, deniz yüzünde iyice belli oldukları gibi dik akıntılarıda vardır.Bu akıntılar kıyı boyunca olanları sürükleyici etkilerine bağlı olarakkıyıların işlenmesinde taşınan maddelerin yer yer birikmesinde etkili olurlar.
GEL_GİT Olayı deniz yüzüde 12-13saatlik dönemlerle beliren deniz sularının kabarması çekilmesi şeklinde görünen olaydır.Bunu gözlemleyen kimse bir anda denizin ağır ağır kabardığını sonra durduğunu görür.Kısa bir süre sonra denizin ağır ağır çekilmeye aşladığını dipteki çamurların yüzeyde kaldığını görür.Daha sonra denizin yeniden kabarıp çekildiğini görür.
Bu böyle her gün olur.2Defa kabarma 2defa çekilme olur.Her gün 50 dk. geç olur.Kabarma ile çekilme arasında düşey seviye farkına Gel- git genliği denir.Okyanus ortasında 60-80cm. kenar denizlerde 8-10m. dir.Kabarma zamanında denizden ırmak ağızlarına doğruçekilme zamanında bunun tersi görünür.Bu harekete bağlı olarak böyle kıyılarda huni biçimli ırmak ağızları oluşmuştur ki bunlara haliç kıyıları denir.Buralardaki watt kıyısı gel git e göre deniz sularıylaörtülen sonra sular çekilince yüze çıkan kıyılardır.
b-Türkiye Denizlerindeki Akıntılar:
Türkiye denizleri iç denizler özelliğindedir.Bu denizleri birbirine bağlayan boğazlarda ve çevrelerinde seviye ve yoğunluk farkından ileri gelen akıntılar vardır.Bunlar bir çeşit boşalma akıntılarıdır.İstanbul ve çanakkale boğazlarındaki akıntılar tuzluluğu az olan suların üst akıntılar şeklinde karadenizden marmaraya oradan ege denizine geçmesi şeklindedir.Tuzluluğu az olan sular ise ters doğrultuda dip akıntısı olarak hareketn ederler.Ege denizinde doğu tarafta kuzeye doğru, batı tarafta güneye doğru iki akıntı vardır.Doğudaki akıntı Akdenizin sıcak ve yuzlu sularını çanakkale boğazına getirir.Ege denizinin batısındaki akıntı Çanakkale boğazından üst akıntı olarak gelen az tuzlu suların güneye doğru ilerlemesi sonucu oluşur.
Ege denizinin batı bölümündeki etkisi altında bulunduran akıntının başlangıç yeri karadenizdir.Buradaki akıntı sisteminin oluşması türlü sebeblere dayanır.Bunların bşlıcaları Laradeniz ile marmara suları arasındaki yoğunluk farkı İstanbul boğazının bir boşaltıcı durumunda olması nehirlerin bol miktarda su getirmasi.Karadenizdeki akıntılar kıyı boyunca dolaşan büyük bir akıntı ile bundan ayrılan ve denizin ortalarını tesiri altında tutan devirli su hareketleridir.İstanbul boğazında Karadenizden marmaraya doğru kuvvetli bir üst akıntı vardır.Bunun hızı boğazın en dar yeri olan hisarlar arasında saatte 10 km. yi bulur.Bu akıntı karadenizdeki az tuzlu suların Marmaraya boşalmasından olmuştur.Boğazın dibinde Marmaranın daha tuzlu sularını karadenize taşıyan bir alt akıntı vardır.Kıyılarda kırılan dalgalar böyle akıntıları oluşturur.Kıyıya köşeleme olarak gelen ve kırılan dalgalar kumsal üzerinde kırılmanın sonucu olan bir ilerleme yaparak geriye döner.Böyle bir kırılma ve çekilmeler kumsal boyunca bir akıntı oluşturur.Böylece kıyı akıntıları oluşur.
c-Türkiyede dalga ve akıntıların oluştırduğu kıyı şekilleri
Türkiyede çeşitli kıyı şekilleri vardır.Bunların biçimlenmesinde dalgalar ve akıntıların tesirleri vardır.Dalgaların karaya dik çarpması ile yarlar oluşmuştur.Buradan kopan maddeler az ilerde birikerek kumsalı oluşturur. Anadolunun Karadeniz boyu çuk yerinde yüksek kıyılar şeklindedir.Burada denizi pek yakından takip eden dağ sıraları ve bunların kıvrımlı kıvrımlı kıyı çizgilerine çok yerde paralel uzanır.Bunlar uzunlama kıyılardır.Bu sebeble girinti ve çıkıntılar azdır.Sadece dalganın aşıdırıcı etkisi ile yarlı kıyılar birbiri ardına sıralanır,aralarında kumsallar, dere ağızlarında küçük deltalar, ırmak ağızlarında büyük deltalar oluşur.Deltaların ve geniş kumsalların bulunduğu yerlerde alçak ve yatık kıyılar yer tutmuştur.
Karadeniz kıyılarının başlıca koyları şunlardır:Sinop limanı,Samsun, Amasra, ereğli, Ordu ile ünye arasındaki koylar, Trabzon ve Vakfıkebir koyları.Koyların azlığı bir kısmınında rğzgarlara karşı yeterince koruyucu olmaması sebebiyle bu kıyı boylarındaki iskeleler rüzgarlara açık olmuştur.Bu nedenle buralarda liman tesisleri kurmak gerekmiştir:Samsun, Trabzon, Zonguldak limanları.
Akdeniz kıyımızda Karadenizinkileri andırır.Buradada uzunlama kıyılar ve kumsallar oluşmuşyur.Burada iki büyük yarımada uzanır:Taşeli ve tekeli yarımadası.Teke yarımadasının güney kıyılarında "Dalmaçya tipi kıyılar oluşmuştur.Burada kıyıya paralel uzanan sırtlar ile uzun çukurlukların bulunduğu yerlerde deniz sularının basmasıyla oluşmuştur:Sular çukurlukları doldurmuş sırtlar ise adalar ve kısmen yarımada olarak kalmıştır.Akdeniz kıyımızda üç geniş körfez uzanır:Batıda antalya, doğuda mersin, en doğuda iskenderun körfezleri.Bunlarda rüzgarlara açıktır bu nedenle limanlar kurulmuştur:Mersin, İskenderun, Antalya, Ege denizi kıyılarına gelince kıyı şekilleri ve uzanışları farklıdır.Kıyılar enine kıyılarrdır.Geniş çöküntü hendekleri vardır ve deniz suları içine girmiş ve körfezler oluşmuştur.Bu nedenle kıyılar girintili çıkıntılıdır.Gökova, güllük, kuşadası, izmir, çandarlı,dikili ve edremit körfezleri derin girintilerdir.Kıyının bazı kıyıları düzleşmeye başlamıştır:Büyük menderes nehrinin yolu boyunda ve ağzında.Bu sıralarda bafa gölünün yerindeki körfezin ağzı alüvyonlarla dolarak geniş bir alüvyon setle kapanmış ve eski körfez şimdi göl durumuna gelmiştir.19.yy.nin sonlarına doğru Gediz nehri izmir körfezine dökülerek burada delta oluşturmuştur.Ancak bu oluşma izmir körfezini kapama gibi tehlike yaratmış ve bundan kurtulmak için nehrin ağzı körfezin açıklarına çevrilmiştir.
Marmara denizinin kıyılarına gelince kıyıların ana çizgileri yeni yerkabuğu hareketleriyle oluşmuştur.İzmit ve gemlik körfeziderin bir çöküntü hendeği olarak meydana gelmiş ve doğuya doğru sokulmuştur.Derin ve büyük ırmak dökülmemesinden dolayı dolma durumu meydana gelmemiştir.Buna rağmen sapanca batısında yakın dağlardan inen sürünyü maddeleri ile bir alüvyonlu ova olmuştur.Sapanca gölü meydana gelmiştir.
Bu denizde Erdek ve bandırma körfezi ise yakın zamanda eski Kapıdağı adasının iki yandan kıyı dilleri ile karaya bitişmesi sonucu bir yarımada durumuna gelmiş bu dolgu yerlerinin iki yanında iki körfez oluşmuştur:Erdek, bandırma körfezi.Marmara denizinin kuzey kıyılarında pek yakın ir geçmişin iki körfezinin ağızları kıyı dilleri ile kapanarak burada iki göl oluşmuştur:Büyük çekmece ve küçük çekmece gölü.
İstanbul ve çanakkale boğazların kıyıları "Rias"tipindedir.
Rias tipi kıyılar okyonus sularının yükselmesi yüzünden vadilerin aşağı kesimlerinin deniz sularının basmasıyla oluşmuş kıyılardır.İstanbul boğazı eski bir akarsu vadisine tekabul etmektedir.Bu vadi eski zamanlarda deniz çekilmesi sırasında suların 90-100m.çekildiği dönemde akarsuyun bu derin vadiyi kazması şeklinde olmuş daha sonraki deniz yükselmesi suların basmasıyla boğaz durumunu almıştır.Haliçte bunun bir koludur.Çanakkale boğazıda benzer bir olay göstermiştir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.