Türkiye’nin ikinci büyük gölü. Tektonik bir çöküntü sahası içinde bir çanak şeklinde olan göl Ankara, Konya, Aksaray illerinin birleştiği sınır üzerindedir. Göl kuzeyde dar bir körfez şeklinde olup, güneye doğru genişlemektedir. En geniş yerinde kıyılar arasındaki mesâfe 48 km, güney kuzey uzunluğu 80 km, yüzölçümü 1620 km2dir. Göl denizden 905 m yükseklikte olup, derinliği çok azdır. Çok yerde 60-100 cm olan derinlik en fazla iki metreye ulaşmaktadır.
Yağış alanı 11.900 km2 olan Tuz Gölünün dışarıya doğru akıntısı yoktur ve bir kapalı havza gölüdür. Yağış alanı geniş olmasına rağmen gölü besleyen dereler küçük ve yazın ekserisi kuru durumdadır. Bunların Beçeneközü Deresi, İnsuyu ile Melendiz Deresi en önemlileridir. Beslenmenin azlığı ve bilhassa yazın sıcak aylarındaki buharlaşmanın fazlalığından göl yazın iyice küçülür. Yaz sonlarına doğru göl sahasının büyük bir kısmı kalınlığı 30 cm’ye kadar varan tuz tabakasıyla örtülü kalır.
Koçhisar Gölü de denen Tuz Gölü, dünyânın çok tuzlu göllerinin başında gelir. Tuzluluk nispeti bilhassa yaz aylarının sonunda binde 329’a kadar çıkar. Kimyevî bileşim îtibâriyle mutfak tuzu karekterinde bir tuzluluk hâkimdir. Göldeki tuz birikmesinin sebeplerinden çevrede jips ve tuz tabakalarının bulunması ve gölün tabanından tuzlu sular gelmesi gösterilebilir. Gölden, Tekel İdâresi tarafından senelik ortalama 100-200 ton tuz elde edilir. Tekelin tuzlaları olan Başkan, Tosun, Yavsan ve Kaldırım’dan saf kristal hâlinde iyi cins tuz üretilir. Ayrıca gölün güney kıyılarında bulunan sazlıklardan çok miktarda hasırotu elde edilir. Bununla İç Anadolu köy ve kasabalarının ihtiyaçları karşılanır.
Gölün en dar yerinde Sultan Dördüncü Murâd Han (1623-1640) zamânında 1639’da yapılmış iki kıyıyı birbirine bağlayan kaldırım şeklinde bir geçit vardır. Günümüzde de bu geçitten istifâde edilmektedir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.