Alm. Astrolabium, Fr. Astrolabe, İng. Astrolabe. Bir astronomi âleti. Astronomide çeşitli problemlerin grafik olarak gösterilmesi, yıldızların yükseklik açılarının ölçülmesi, enlem dâirelerinin belirlenmesi, zaman ölçülmesi, burçlarla ilgili bilgilerin elde edilmesi vb. işlerde kullanılır. Kelime olarak Yunancadan gelmektedir.
İlk olarak Apollinius (M.Ö. 240) ve Hipporchus (M.Ö. 150) tarafından keşfedildiği, Batlemyüs tarafından kullanıldığı ve Philloponos’un altıncı yüzyılın ilk yarısında bu âletten bahsettiği batılı kaynaklarda bildirilmektedir. Dokuzuncu yüzyılda Harran’daki büyük üniversitede Abbâsî halîfelerinin ilim ve kültüre verdikleri önem neticesinde usturlâb hakkında çeşitli eserlerin yazıldığı bilinmektedir. Bu konuda yazılan en eski kitap, 829-830 senesinde Bağdat’ta ve 833 senesinde Şam’da çalışan Ali ibn Îsâ’ya âittir. Başka bir rivâyete göre de usturlâbı ilk keşfeden ve bu konuda ilk kitap yazan kimse Abbâsî devri astronomi âlimlerinden Ebû İshak el-Fezârî’dir. İslâm dünyâsında ilk kullanan da kendisidir. Bu konu hakkında kitap yazan diğer âlimler El-Bîrûnî, Nâsirüddîn Tûsî ve Habeşül Hasîb’dir.
Müslüman İspanya’da Magrib’de de usturlâb hakkında çeşitli çalışmalar, yapılmış ve enlem derecelerine göre kullanılan levhalar hâlinde usturlâblar yapılmıştır. Her enlemde kullanılabilecek evrensel usturlâb 11. yüzyılda Toledo’da Ali Ebû Halef tarafından yapılmıştır. Bu usturlâb Ez-Zerkalî tarafından geliştirilmiş ve Safiha adıyla meşhur olmuştur. Hattâ Kopernik Zerkalî’den nakiller yapmıştır.
El-Birûnî gibi âlimler yıldızların yerini bir çark ile belirleyen mekanik usturlâblar da geliştirmişlerdir. Bunlar Şamin ve Ez-Zerkalî tarafından geliştirilmiş ve mekanik saatin temeli ortaya çıkmıştır. On ikinci yüzyılda Şerafeddîn et-Tûsî usturlâba yeni bir şekil vererek baston şeklinde bir usturlâb geliştirmiştir.
Stereometrik projeksiyonlu geleneksel usturlâb 13. yüzyılda kadran-usturlâb hâline getirildi. Kadran usturlâblar 16. yüzyılda Osmanlılarda zaman ve yer tâyininde kullanıldı. Hattâ usturlâb ile ilgili Riyâz-ı Muhtar adlı eser Gâzi Ahmed Muhtar Paşa tarafından 1886’da yazılmıştır. Teleskopların gelişmesiyle usturlâb önemini kaybetti.
Geleneksel usturlâbın temeli stereometrik projeksiyona dayanır. Uzaydaki ve yerküresindeki bütün noktaların ekvator düzlemine paralel bir düzlemdeki izdüşümleri usturlâb üzerine çizilir. Usturlâb; Lineer, düzlemsel =(doğrusal) ve küresel olmak üzere üç sınıfa ayrılır. Lineer usturlâbda gök cisimlerinin izdüşümü bir doğru üzerine işâretlenir. Kürevî usturlâbda ise izdişüm yapılmadan bir yarım küre üzerine işâretlenir. Düzlemsel usturlâbda ise gök cisimleri ekvatora paralel düzlemlere izdüşürülerek usturlâbdaki levhalara işâretlenir. Usturlâb denince genel olarak düzlemsel usturlâb anlaşılır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.