Uyanış, düşünce ve farkındalığın ayrıldığı bir bilinç değişimidir. Çoğu kişi için bir olay değil, devam eden bir süreçtir. Ani, belirgin ve görünüşte tersine çevrilemez gibi görünen bazı ender kişiler bile, yeni bilinç durumu tüm hayatlarına yerleşirken, yaptıkları her şeyin doğasını değiştirirken ve böylece hayatlarıyla bütünleşirken, yine de bu süreçten geçecektir.
Uyanık olduğunuzda, düşüncelerde kaybolmak yerine kendinizi onun ardındaki farkındalık olarak algılarsınız. O zaman düşünce, kendi başına hareket eden ve tüm hayatınızı yöneten otonom bir akış olmaktan çıkar. Farkındalık düşünceden ayrılır. Düşünce hayatınızın kontrolünü elinizde tutmaya çalışmak yerine, farkındalığınızın hizmetkarı haline gelir. Farkındalık, evrensel zekayla kurulan bilinçli bağlantıdır. Bunun için kullanılan diğer bir kelime, Varlıktır: Düşünce olmadan bilinç.
Uyanış sürecinin başlaması çok görkemlidir. Onun olmasını sağlayamaz, kendinizi ona hazırlayamazsınız. Zihin bunu çok sevse de, uyanışa doğru uzanan düzenli ve mantıklı basamaklar yoktur. Önce bir şeyleri hak etmeniz gerekmez. Hatta bazen günahkar biri, bir azizden daha önce uyanabilir. Uyanış hakkında yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. Her ne yapmaya çalışırsanız, aslında bu çabanın ardındaki şey, uyanışı veya aydınlanmayı en değerli mal olarak kendine katmak ve böylece daha önemli ve daha büyük olmaya çalışan ego olacaktır. O zaman uyanmak yerine, uyanma kavramını, uyanmış bir kişinin nasıl olacağıyla ilgili zihinsel bir imajı zihninize eklersiniz ve sonra da o imaja uymaya çalışırsınız. Bir imaja uyarak yaşamak, özgün bir yaşam değildir; sadece egonun oynadığı başka bir bilinçsiz roldür.
Dolayısıyla, uyanış hakkında yapabileceğiniz bir şey yoksa, çoktan olmuşsa ya da henüz olmamışsa, nasıl hayatınızın öncelikli amacı olabilir? Amaç uğrunda bir şeyler yapılacak bir hedef demek değil midir?
Sadece ilk uyanış, düşünce olmayan bilinci ilk kez fark etmek, kendi adınıza bir çaba gerektirmeden olur. Eğer içinizdeki bir şey bu kitapta anlatılanlara cevap veriyorsa, bir şekilde içindeki gerçeği algılayabiliyorsanız, o zaman uyanış süreciniz başlamıştır. Bir kez başladığında, tersine çevrilemez ama ego yüzünden geciktirilebilir. fonksiyonu, çoktan uyanmaya başladıklarını görmelerine ve süreci hızlandırmalarına yardımcı olmaktır. Bu kitabın diğer bir fonksiyonu ise, insanların içlerindeki egoyu fark etmelerine yardım etmektir; böylece kendilerini kontrol etmeye ve uyanışı geciktirmeye çalıştığı her seferinde onun farkına varabilirler. Bazıları için, uyanış, alışkanlık haline gelmiş düşünce sistemlerini, özellikle de hayatlarındaki her şeyi tanımlamalarına neden olan ısrarcı ve olumsuz düşünceleri fark etmeleriyle olur. Aniden, düşüncenin farkında olan ama bir parçası olmayan bir farkındalık oluşur.
Farkındalık ve düşünce arasındaki ilişki nedir? Farkındalık, o boşluk bilincin kendisi haline geldiğinde düşüncenin var olduğu boşluktur.
Bir kez Varlığı ya da farkındalığı yakaladığınızda, onu hemen tanırsınız. Artık zihninizdeki bir kavram değildir. O zaman, yararsız düşüncelere dalmak yerine şimdide var olmak için bilinçli bir seçim yapabilirsiniz. Varlığı hayatınıza davet edebilir, kendi içinizde bir boşluk oluşturabilirsiniz. Uyanışla birlikte sorumluluk da gelir. Hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam edebilirsiniz ya da önemini kavrar ve farkındalığm doğuşunun başınıza gelebilecek en önemli şey olduğunu anlarsınız. Kendinizi yükselen bilince teslim etmek ve ışığını bu dünyaya getirmek, hayatınızın öncelikli amacı haline gelir.
"Tanrı'nın zihnini bilmek isterdim," demişti Einstein. "Geri kalanları detaydır." Tanrı'nın zihni nedir? Bilinç. Tanrı'nın zihnini bilmek ne anlama gelir? Farkında olmak. Detaylar nelerdir? Dış amacınız ve sadece dışarıda olanlar.
Dolayısıyla, belki hâlâ hayatınızda önemli bir şeyin olmasını bekliyorsanız, bir insanın başına gelebilecek en önemli şeyin sizin için çoktan gerçekleştiğini yine de fark etmeyebilirsiniz: Düşünce ve farkındalığın ayrılış süreci.
Uyanış sürecinin ilk aşamalarında olan birçok kişi, dış amaçlarının ne olduğu konusunda hâlâ kararsızdırlar. Artık dünyayı güdüleyen şeyler onları güdülememektedir. Uygarlığın deliliğini açıkça görerek kendilerini etraflarını saran kültüre bir şekilde yabancılaşmış hissederler. Bazıları, iki dünya arasındaki ıssızlıkta kaldığını hisseder. Onları yöneten şey artık ego değildir ama yükselen farkındalık da henüz hayatlarına tam olarak yerleşmemiştir. İç ve dış amaçları henüz birleşmemiştir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.