Zonguldak bölgesindeki taş kömürünü ilk defa bulan Uzun Mehmet, askerliğini bahriye emrinde yapmıştır. Bahriyenin her sene terhis ettiği askere, vaktin iyi düşünen bahriye subayları, donanmanın yaktığı İngiliz kömürlerini numune olarak gösteriyorlar ve memleketlerine döndükleri zaman bu taş kömürünün benzerini aramalarını, bulanların mükafatlandırılacağını söylüyorlardı. Gene bu deniz kumandanlarının fikir ve teşvikleriyle de padişah II. Mahmut bir irade çıkarmış, memleketin her tarafında taş kömürü aranmasını emretmiştir.
Bahriye neferi Uzun Mehmet, köyüne döndükten sonra yılmaz bir azimle, numunesini getirdiği taş kömürünü aramaya koyulmuş ve nihayet kör talihinin eseri olarak değil, bir araştırma aşkının hayırlı neticesi olarak ilk maden damarını bulmuştur.
Uzun Mehmet, mevsimin hasat sonu olması sebebiyle tarlasından kaldırdığı zahiresini öğütmek için Ereğli'de Köseağzı denilen bir mevkide değirmene gitmiş ve o gün değirmenin çarklarını çeviren derenin kenarında gezerken sel sularının sürüklediği moloz yığınları arasında taş kömürü parçalarına rastlamıştır.
Uzun Mehmet, değirmenin ocağında bulduğu bu taşları yakarak kömür olduğunu iyice anladıktan sonra, dere boyunca, günlerce süren zahmetli bir araştırma sonunda Zonguldak bölgesinin ilk taş kömürü damarını bulmuştur.
Uzun Mehmet, bu damardan aldığı numuneleri karadan yürüyerek İstanbul'a götürmüş ve bahriye idaresine vermiştir. Uzun Mehmet memlekete toprak altında gömülü bir servet hazinesinin anahtarını bu keşfiyle hediye ettikten sonra vaktin hükümetinden elli altın mükafat almış ve küçük bir maaş yardımı görmüştür.
Bu sıralarda, Ereğli'de padişah namına hüküm süren Hacı İsmail Ağa isminde bir derebeyi vardı. Bu derebeyi Uzun Mehmet'in ilk maden damarını buluşunu kuduz bir öfke ile karşılamıştır. Çünkü padişahın iradesi üzerine o da bir çok araştırıcı takımıyla her tarafta kömür arıyordu.
Ereğli'nin derebeyi, Uzun Mehmet gibi memleketine hizmet aşkıyla bu işe sarılmamıştı. O, maden kömürünü bulduktan sonra bu buluşunu padişaha bir çok yeni ve zengin imtiyazlar karşılığında haber vermeyi tasarlıyordu. Onun için Uzun Mehmet'in kömürü kimseye haber vermeden İstanbul'a götürüşü, derebeyinin büyük menfaatlerini baltalamıştı. Ereğli derebeyi, Uzun Mehmet'e beslediği gayzı zavallı kömür kaşifini öldürmekle aldı ve sarayının cellatlarına, Uzun Mehmet'i İstanbul hanlarından birinde boğazlattı.
Bugün sanayiin ekmeği demek olan maden kömürünü bizde ilk bulan milli kahraman bu suretle keşfini kanıyla suladı. Milli servetimizin başlıca kaynaklarından biri kömür hazinelerimizin kaşifi Uzun Mehmet adlı Türk çocuğu milyarlar değerindeki buluşunu hayatıyla ödemiş oldu.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.