Gözünün yaşına bakmaz, doğruyu söyler Boş bulunduğun anda, dank diye
FERAİ TINÇ
Hürportreler Hürriyet 2002 İlavesi
Vahap'ın Doğrucu Davut'luğunu, üslubundaki yumuşaklığa bir isyan gibi taşıması, her şeyden önce haberciliğinden kaynaklanıyor.
K ORİDOR sohbetleri sırasında Vahap'ın önünde durmayın. Ya yanına oturun, ya da ilk bakışta dikkatini çekmeyecek bir yer seçin kendinize. Hiç acımaz. Gerçeği söyleyiverir: ‘‘Sen yine şişmanlamışsın.’’
Ya da ‘‘Amma yaşlandın bugünlerde!’’
Onu tanıtmaya bu sözlerle başlamak ne anlama geliyor?
Patavatsız olduğunu mu ima ediyorum? Hayır. Kesinlikle hayır.
Yoksa kırıcı olduğunu mu söylemeye çalışıyorum. İnanın değil.
Ekonomi servislerinin, üç kişiyle gazete binalarının minicik odalarına sığdığı günlerden beri tanıdığım Vahap Munyar, aslında bir denge adamıdır.
İlişki cambazıdır.
Servis yönetmek kolay bir iş değildir. Hele de ekonomi servisini.
En ufak bir hatayı kaldırmaz o sayfalar. Örneğin borsa sayfaları, benim gibi paradan puldan anlamayanlar için hiçbir şey ifade etmezler ama, yüz binlerce gözün satır satır izlediği o sayfalarda bir rakkam oynadı mı ortalık karışır. Hiç kimse fark etmese, patronlar fark eder.
Ekonomi haberleri de öyle. Herkesin herkesi çok iyi tanıdığı, kurt gibi izlediği, birbirine bakarak pozisyon aldığı bir dünyanın haberlerinde hatalı bir başlık, hiç tahmin edilmedik sonuçlara yol açabilir.
İşte ekonomi servisinin yöneticiliğini saçıp dökmeden, üstelik de servisini sürekli güçlendirerek ve de yazı işlerinin güvenini kazanarak başarıyla sürdüren Vahap Munyar, nasıl olur da bazen, en son söylenecek lafı en başta söyler?
Hatta bu, hiç söylenmemesi gereken bir laf da olabilir pekala, ‘‘Amma da yaşlanmışsın’’ gibi.
Bu sorumun yanıtını Vahap yazı yazmaya başladıktan sonra bulabildim.
Köşe yazarları kendi aralarında ikiye ayrılır.
Haberci köşe yazarları ve fikir adamları.
Haberciler kendilerini hemen belli ederler. Ey okuyucu, ‘‘ben zaten demiştim, iki gün önce yazmıştım, daha önceden bilmiştim’’ demezler pek.
İddialarını, mutlaka bir haberle desteklemek gerektiğini düşünürler.
Yazılarındaki heyecan haberdir. Habersiz, yazı yazsalar içleri rahat etmez. Gerçeğin ipini elinden kaçırıverme korkusu, okuyucuya saygıyı, kendi saygınlığını korumayı fanatiklik haline getirmiş habercilerin saplantısıdır.
İşte Vahap'ın ‘‘Doğrucu Davut’’luğunu, üslubundaki yumuşaklığa bir isyan gibi taşıması onun her şeyden önce haberciliğinden kaynaklanıyor.
Kemal Derviş'in, ‘‘Hazirandan itibaren piyasalar rahatlayacak’’ açıklamasından henüz geri adım atmadığı o haziran ayında yazdığı bir yazısında Vahap ‘‘Alkışlar arasında bu hafta bir milyar dolar gitti... Doların her bir liralık yükselişi cepteki lirayı hemen eritiyor’’ diyordu. Demekle de kalmıyor tablonun üzerindeki pembe tülü, örnekleriyle çekip alıyor, tablonun pembe olmadığını ortaya çıkartıveriyordu.
Vahap kimsenin gözünün yaşına bakmaz, doğruyu söyler. Hem de en boş bulunduğunuz anlarda, dank diye. Bana göre haberciliğinden kaynaklanıyor bu, kimine göre ise Malatyalı olmasından. Hem de en hasından bir Malatyalı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.