Hanefî mezhebi âlimlerinden. İsmi Vekî’ künyesi Ebû Süfyan’dır. Babası Kûfe beytülmâl nâzırı el-Cerrâh idi. Aslen Nişaburlu veya Sindli olup Ruvar kabîlesine mensuptur. 744 (H.127) senesinde Kûfe’nin Feyd köyünde doğdu. 812 (H.197)de hacdan döndükten sonra aynı köyde vefât etti
İmâm-ı A’zam’ın talebelerinin ileri gelenlerinden olup, fıkıh ilmini ondan öğrendi. Ayrıca İmâm-ı A’zam’ın yüksek talebelerinden olan İmâm-ı Ebû Yûsuf ve İmâm-ı Züfer’den de ilim öğrenmiştir. Hişam ibni Urve, Süfyan bin Uyeyne, Süfyan-ı Sevrî, Evzâi, Şu’be bin el-Hâlid gibi hadis âlimlerinden hadîs-i şerîf dinlemiştir. İlmi geniş, hâfızası fevkalâde kuvvetli olduğundan işitmiş olduğu hiçbir hadîs-i şerîfi unutmamıştır. Hem ilim öğrenmeye çalışır, hem ilmi yayar, hem de gece-gündüz ibâdetle meşgul olurdu.
Hadis ilminde sika yâni güvenilir bir kimse olan Vekî’ bin Cerrâh, hadislerin tasnif edilmesinde büyük hizmet etti. Tefsir ilminde de yüksek olup, tefsir âlimlerinin ikinci tabakasına mensuptu. Fıkıhta İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe’nin îtikâdına uyardı. Zamânında Kûfe’nin en fakiriydi. Abbâsî halîfelerinden Hârun Reşîd kâdılık teklif ettiyse de kabul etmedi.
Vekî’ bin Cerrâh’tan İmâm-ı Şâfiî, Ahmed bin Hanbel, Rehaveyh ibni Saîd, Ebû Hayseme, Ali bin el-Medenî, Abdullah ibni Mübârek, Yahyâ bin Muin gibi meşhur âlimler hadîs-i şerîf dinlemiş ve fıkıh ilmini öğrenmişlerdir.
Talebesi İmâm-ı Şâfiî bir gün kendisine gelip hâfızasının zayıflığından bahsetmiş, o da günahlardan kaçınmanın lüzûmunu anlatmıştır. Sonra İmâm-ı Şâfiî bunu şu şiirle dile getirmiştir.
“Şekevtül Veki’a min sû-i hıfzî Fe evsânî ilâ terk-il-meâsî Liennel ilme nûrun min envâr-i ilâhî Felâ yuğtâ nûrahû ilel-âsî”
mânâsı şöyledir:
(Vekî’e hâfızam zayıftır dedim, Bana “Her günahtan uzak dur.” dedi. “İlim, ilâhi nûrlardan bir nûrdur. Bu nûru âsî(ye vermez” diye söyledi.)
Dört Hak mezhebin reislerinden olan büyük âlim Ahmed ibni Hanbel buyurdu ki: “Gözlerim Vekî’nin mislini görmemiştir. O hadis ezberler, fıkıh müzâkere eder, ibâdet ve tâatle uğraşır, hepsinde güzelce muvaffak olur, kimsenin aleyhinde söz söylemezdi. Vekî’in eserlerine îtinâ ediniz. Ben ondan daha ziyâde ilmi kavramış kimse görmedim.”
İbn-i Eksem şöyle demiştir: “Ben Vekî’ ile çok berâber bulundum. O dâimâ oruç tutardı. Her gece Kur’ân-ı kerîmin üçte birini okumadıkça yatmazdı. Onu seher vakitlerinde dâimâ uyanık görürdüm.”
Buyurdu ki:
“Dünyâlığa düşkün olmayınız. Ondan sâdece ihtiyâcınız kadar alınız. O aldığınız da helâl yoldan olsun.”
“Hak ehline târif edilen yol, esas gâyedir. Ona girmek ve ötelere ulaşmak için, sâdık olmak lâzımdır. Başka türlü olmaz.”
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.