on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda Bağdat’ta yaşayan evliyâdan ve fıkıh âlimlerinden. Büyük evliyâ Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin talebelerinin büyüklerindendir. Doğum ve vefât târihi kesin olarak belli değildir. 1834 (H.1250)te yüz yaşlarında vefât edip Bağdat’ta Abdülkâdir-i Geylânî’nin kabri yakınlarına defnedildi.
Küçük yaştan îtibâren ilim tahsiline başlayan Yahyâ Mezûrî, Bağdat’ta Seyyid Âsım Hayderî ve Sâlih Hayderî gibi âlimlerden âlet ilimlerini ve din ilimlerini öğrendi. Zamânının ilimlerinde söz sâhibi oldu. Bilhassa fıkıh ilminde pek yüksek ihtisas sâhibi oldu Müctehid âlimlerin ictihadları arasında tercih yapabilecek ilmî dereceye ulaştı. Irak bölgesindeki âlimler suâllerini ve müşkillerini ondan öğrenip hallettiler. Daha sonra Süleymâniye şehrine giderek büyük velî Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleriyle karşılaşıp ona talebe oldu.
Yahyâ Muammer Mezûrî’nin, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleriyle karşılaşması şöyle oldu:
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri Hindistan’a gidip Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinden aldığı feyzlerle Irak’a dönünce, daha önce müderrislik yaptığı Süleymâniye şehrine gitti. Oradaki âlimler kendisinin sözlerini yanlış anlayıp îtirâz ettiler. Fakat Mevlânâ Hâlid hazretlerinin derin ilmi ve güzel sözleri karşısında da tutunamadılar. En büyükleri olarak bildikleri Yahyâ Mezûrî’ye bir mektup yazarak, Süleymâniye’ye çağırdılar. Yahyâ Mezûrî atına binip Süleymâniye’ye doğru gelirken Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini imtihan için içinden çıkılması zor olan bâzı sorular hazırladı. Süleymâniye’ye gelince Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin dergâhına gitti. Ona gelmesi için haber gönderenler de berâberindeydiler. Yahyâ Mezûrî hazırladığı soruları sormaya hazırlandığı sırada, Mevlânâ Hâlid hazretleri:
İlimde birçok müşkiller vardır. Bunlardan bâzısı şunlardır ve cevâbı şöyledir.” diyerek Yahyâ Mezûrî’nin sormak istediği bütün sorulara cevap verdi.
“Âlim âlimi anlar” sözü gereğince Yahyâ Mezûrî rahmetullahi aleyh, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin ilimdeki üstünlüğünü, tasavvuftaki yüksek derecesini anlayıp teslim oldu. Talebeliğe kabul edilmesini istedi. Daha önce Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerine îtirâz eden kişiler de yaptıklarına pişman oldular. Birçokları gelip Mevlânâ Hâlid hazretlerine talebe oldular.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri talebeliğe kabul ettiği Yahyâ Muammer Mezûrî hazretlerini kısa bir müddet içinde tasavvufun inceliklerine ulaştırdı. Yahyâ Mezûrî’yi çok seven Mevlânâ Halid-i Bağdâdî hazretleri, talebesi olduğu hâlde ona akran muâmelesi yapardı. Yahyâ Mezûrî de Mevlânâ Hâlid hazretlerinin meclisinde kendisini hizmetçi kabul etmekten zevk alırdı. Takvâda, güzel ahlâkta, edepte ve hayâda insanı hayrete düşürecek derecede olan Yahyâ Mezûrî, fıkıh ilminde tercih derecesindeydi. Tevâzû sâhibiydi. Çamaşır yıkamakta ve ekmek pişirmekte hanımına yardım ederdi. Yaklaşık yüz senelik bir ömür sürdükten sonra Bağdat’ta vefât etti. Âlimlerin büyüklerinden Molla Hüseyin bin Molla Câmi cenâzesini yıkadı. Cenâze namazını büyük âlim Abdurrahmân Ruzbehânî kıldırdı. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin türbesi civârında defnedildi.
Yahyâ Muammer Mezûrî hazretleri; İbn-i Âbidîn, İbrâhim Fasîh Hayderî ve oğullarını da kendisi gibi âlim ve velî olarak yetiştirdi. Abdullah, Selim ve Mustafa adlarındaki oğullarının üçü de âlim ve Mevlânâ Hâlid hazretlerinin sevenlerindendiler.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri, halîfesi Yahyâ Mezûrî ile mektuplaşır, ona nasîhatlerde bulunurlardı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.