Yakalama - Bilgiler
11/02/2014 19:00
Alm. Festnahme (f), Fr. Détention (f), Préventive, İng. Arresting. Sanığın, hiçbir hâkim kararı olmadan hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran en ağır koruma tedbiri. Cezâ Mahkemeleri Usûlü Kânunu’nda bu müessese “muvakkat yakalama” olarak geçmektedir.

Yakalama, kişi hürriyetini kısıtlayan en ağır bir koruma tedbiri olduğu için, şartlarını Anayasa ve kânunlar açıkça tespit etmiştir (Anayasa mad. 19).

Yakalama, sanık durumuna girmemiş, bir suç işlemiş olduğu şüphesi altındaki kimsenin yargılama makâmı önüne götürülmek üzere hürriyetinin sınırlandırılmasıdır. Yakalama bir kimsenin tutuklanması gâyesiyle yapılır.

Yakalama yapabilenler: Suçlu zannı ile kaçan kişiyi duruma göre savcı, kolluk âmiri, kolluk memuru ve herkes yapabilir. Herkesin yakalama yapabilmesi için ilk şart suçun “meşhût” olması yâni suçun alenen işlendiğinin görülmesi gerekir. Ayrıca, suç işleyen kişinin kaçma ihtimâli olması veya hüviyetinin tespiti imkânı bulunmamasıdır. Bu şartların hepsi bir arada bulunmadığı takdirde herkes yakalama yapamayacaktır. Meselâ, bir kimse başkasının çantasını kapıp kaçmaya başlasa onu herkes yakalayabilir. Fakat birkaç gün sonra çantası çalınan o kişi kendi çantasını hırsızın elinde gördüğünde, suç artık “meçhul suç” olmaktan çıktığı için şüpheli şahsı yakalayamayacaktır. Çünkü meçhul suç durumunda deliller çok tâzedir, fâilin çoğu defâ inkâra mecali yoktur. Halbuki meşhût suç olmayan durumlarda karışıklık ihtimâli her zaman vardır.

Herkesin yakalama yapmadığı durumlarda savcı ve kolluk âmiri yakalamaya yetkilidir. Bu durumlarda yakalama, müzekkereli veya müzekkeresiz olmaktadır. Müzekkereli yakalama durumunda kişi cezâevinden veya muhâfızların elinden kaçmıştır. Bu durumda, gerek savcılık, gerekse kolluk idâresi bu kişi hakkında yakalama müzekkeresi çıkarır. Yâni yakalama emri yayınlar (CMUK mad. 131). Bu emre göre kişi yakalanır. Müzekkeresiz yakalama durumunda herkesi yakalaması için gerekli şartlar hâsıl olmamıştır. Fakat ilgilinin kaçma ihtimâli kuvvetlidir. Meselâ ağır cezâyı gerektiren bir suç işleme durumunda fâilin kaçacağı farz edilir. Bu durumda herkes yakalayamaz, fakat kolluk kuvvetlerinin savcılıktan yakalama emri çıkarmaya zamanı yoksa ilgili kişiyi müzekkeresiz olarak yakalayabilir.

Yakalanan kişi hakkında yapılması gereken işlemler: Yakalanan kişiye yakalama sebepleri “yazılı olarak ve hemen bildirilecektir” (Anayasa mad. 19/5). Benzer hüküm Cezâ Muhâkemeleri Usûlü Kânunu’nda da mevcuttur (mad. 128/1). Yakalanan kişi, yakalama yerine en yakın mahkemeye götürülmesi için gerekli süre hâriç en geç 24 saat, toplu olarak işlenen suçlarda en geç 4 gün içinde hâkim önüne çıkarılır (CMUK 128). Bu süreler, olağanüstü hâl, sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir. Yakalanan kişinin durumu, tahkikatın muhtevâ ve konusunun açığa çıkmasının sakıncalarının gerektirdiği kesin zorunluluklar dışında, yakınlarına derhal bildirilir.

Bu genel yakalama dışında özel yakalama durumları da vardır. Meselâ, sarhoşlar ve çevreyi rahatsız edenler polis tarafından âmirden emir almadan yakalanabilir (CMUK mad. 13). Bunlar 24 saat içinde hâkimin önüne çıkarılırlar. Bir başka özel yakalama durumu da olay yerinde görevine başlayan memura karşı gelme durumudur. Bu durumda polis karşı gelen kişiyi yakalayabilir. En fazla 24 saat gözaltında tutabilir (CMUK mad. 157).

Anayasa ve Cezâ Muhâkemeleri Usûlü Kânunu’nda (CMUK) belirtilen bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zararlar, devlet tarafından ödenir (Anayasa mad. 19/son). Bu konu 7.5.1964 târihli ve 466 sayılı “Kânundışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kânun” ile düzenlenmiştir.

Önceki
Önceki Konu:
Hasan Sabbah
Sonraki
Sonraki Konu:
Bakır

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu