Toplumda yaygın ve yanlış kanaatler vardır. "Yaşlandıkça hafızanın zayıfladığı ve yeni bilgiler öğrenme yeteneğini kaybettiği" sanılır. Bu düşünce, öğrenmenin düşmanıdır. Böyle düşünen biri, yeni bilgiler öğrenmek için adım atmaz ve öğrenmez. Böylece sahip olduğu yanlış kanaatin kurbanı olur. Yaşlandıkça beyinde meydana geldiği sanılan verimsizliğin hatırlamak, akılda tutmak, sayısal yetenekler, icatçılık, uyanıklık ve kelime hazinesi gibi alanları kapsadığı kabul edilirdi. "Yaşlı bir köpeğe yeni oyunlar öğretilmez." denirdi. Bu yanlış inanışlar, bütünüyle bir kenara bırakılmalı. Prof. Rosenzweig'ın yaptığı araştırmalar göstermiştir ki beyin hangi yaşta olursa olsun uyarılan beyin hücresinin kollarında fiziksel olarak çıkıntılar oluşmaktadır. Bu çıkıntılar, insan beynindeki bağlantıların toplam sayısını artırıyor. Bu bilimsel buluşlardan başka, yeteneğin yaşla bağlantısı olmadığını ispatlayan önemli örnekler var: Meşhur heykeltıraş Mikelanj, 80 yaşına doğru heykel, sanat ve yazı alanında çok büyük ürünler verdi. Haydn, hayatının son yıllarında en güzel bestelerini yazdı. Meşhur ressam Picasso, 90 yaşlarında çok ürün verdi. Mimar Sinan, ömrünün sonuna kadar eser vermeye devam etti... Bu örnekler, insanların yaşlı kişilere "akıllı ve bilge insanlar" gözüyle bakmasının sebebini ortaya koyuyor. Akıllı ve bilgili adam, sadece bilgi ve tecrübelere sahip kişi değil, aynı zamanda bilgilerini kullanma yeteneğine sahip kişidir. Hayat boyunca beyin hücrelerinin yaşlandığı ve öldüğü kabul edilse bile, bu kayıplar doğumdan itibaren günde 10 bin beyin hücresi ediyor. Seksen yaşına geldiğimizde kaybettiğimiz toplam hücre sayısı, beynin sahip olduğu hücre sayısının % 3'ünden bile az. Kaldı ki beyin hücreleri ortalama kayıptan çok daha büyük bir hızla yeni bağlantılar meydana getirebiliyor.(*)
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.