Yunanistan - Bilgiler
16/01/2014 15:00
DEVLETİN ADI Yunanistan (Helen) Cumhûriyeti

BAŞŞEHRİ Atina

NÜFÛSU 10.288.000

YÜZÖLÇÜMÜ 131.944 km2

RESMÎ DİLİ Yunanca

DÎNİ Hıristiyanlık, İslâmiyet

PARA BİRİMİ Drahmi

Balkan Yarımadasının güneyinde, kuzeyden Arnavutluk, Makedonya ve Bulgaristan, Doğudan Türkiye, güneydoğudan Ege Denizi, güneyden Akdeniz ve batıdan Adriyatik Denizi ile çevrili küçük bir ülke.

Târihi

Târihçiler Yunanistan târihini üç büyük bölüme ayırırlar; Eski Yunan târihi, Orta Devir-Bizans târihi ve Yeni Yunanistan târihi. M.Ö. (2000-146) târihleri arasında hayat süren Eski Yunanlıların bu devirleri de dört bölüme ayrılır; M.Ö. (2000-500) yıllarına kahramanlık seneleri ve ilk olimpiyat seneleri adı verilir. M.Ö. (500-400) yıllarında meydana gelen İran savaşları, medeniyet seneleridir. M.Ö. (400-300) yılları eski Yunanlıların gerileme devridir. İskenderin Makedonya, Tiva ve İsparta istilâları bu devre dâhildir. M.Ö. (300-146) târihleri dördüncü ve son devirdir. Bu son devre aynı zamanda Helenistik Dönem de denir. M.Ö. 146 yılında Roma İmparatorluğunun idâresi başlar. Romalılar M.S. 395’te ikiye ayrılınca Yunanlıların Orta Dönem ve Bizans târihi başlar. Bizans İmparatorluğunun ilk hükümdarı Konstantin’dir.

Konstantin 330 yılında, Doğu Roma’nın Bizans şehrini alarak ismini “Constantinople” şeklinde değiştirdi. Konstantin’in 378’de ölümüyle birlikte, imparatorluğun 1081’de başlayan gerileme dönemine kadar, sırasıyla Teodosiu, Lostianu, Iraklios, Isavroslar ve Mekadonya dönemleri geçti. Gerileme devri, Fâtih Sultan Mehmed Hanın 1453 yılında “Constantinople”u alarak “İstanbul” yapmasıyla son buldu. Böylece yaklaşık 1000 yıllık Bizans İmparatorluğu târihe gömüldü.

Fâtih’in İstanbul’u fethetmesi, dünyâ târihinin olduğu gibi Yunan târihinin de dönüm noktasıdır. Artık Yunan Devleti kalmamış ve Yunanistan toprakları bir Osmanlı eyâleti olmuştu. Atina 1458 sonbaharında Osmanlı topraklarına katıldı. Fâtih Sultan Mehmed Han hemen Atina’ya geldi ve dört gün kaldı. Türk ve Yunan arşivlerine göre Atina’da Türk idâresi zamânında tekke, küçük kervansaray, çeşme ve sebillerin dışında 9 câmi ve tam teşekküllü bir medrese yapılmıştı. Bunlar; Mescidi İsmâilî, Fethiye Câmii, Yeni Câmi, Aşağı Şadırvan veya Voyvoda Câmii, Sofya veya Hüsnü Bey Câmii, Sütunlu Câmi, Akropol eteğindeki câmi, Küçük Câmi, Kafisiye Kazâsı Câmii ve Ravaklı Medrese. Osmanlıların 400 sene hâkim olduğu bu yerlerdeki eserlerden bugün minâresi yıkılmış iki câmiyle bir medrese kapısı kalmıştır. Diğerlerinin ise izleri bile kalmamıştır. Yunanlılar 400 yıl kadar rahat ve huzur içinde Osmanlı tebeası olarak yaşadı. 1821 yılında, Osmanlı Devletinin gerilemeye başladığı dönemlerde, Avrupalıların kışkırtmalarıyla Yunan isyanı çıktı. İsyandan sekiz yıl sonra Yunanistan Krallığı kuruldu. 1832-1913 yılına kadar Danimarka asıllı krallar tarafından idâre edildi. Yunanistan, bundan sonra 1923 yılına kadar Balkan Savaşları, Birinci Dünyâ Harbi ve iç karışıklıklarla uğraştı. Müttefiklerin yardımıyla Yunanlılar “Megalo İdea” hülyâsı ile, “Helen İmparatorluğu”nu yeniden kurmak üzere 15 Mayıs 1919’da İzmir’i Batı Anadolu topraklarını işgâl ettiler. Çok geçmeden, Türk Ordusu karşısında tutunamayarak 1922’de hayalleriyle birlikte denize döküldüler. (Bkz. Balkan Savaşları, İstiklâl Harbi)

Bu yenilgiyle birlikte Yunanistan’da iç karışıklıklar başgösterdi. 1923 yılında yapılan halk oylamasıyla Yunanistan Cumhûriyeti îlân edildi. Fakat 1926’da General Theodoros Pangalos diktatörlüğünü îlân etti. 1935 yılında monarşik idâre yeniden ortaya çıktı ve Helen Kralı, George II, tahta geçti. İkinci Dünyâ Harbi patlak verince, Yunanistan 1940 yılında İtalya’dan bir ültimatom aldıysa da bunu reddetti. Fakat ardından Alman, İtalyan ve Bulgarlar ülkeyi işgâl etti. 1944 yılında işgâl kuvvetleri ülkeden çekildi. Ülkede tekrar iç karışıklıklar başgösterdi. Ülkeye sızmış komünist güçler, Kralcılar ve İngiliz birlikleri tarafından mağlup edildi. 1947’de yapılan yeni bir halkoylamasıyla George-II, idâreyi eline aldı. Daha sonra yerine kardeşi Paul-I geçti.

Komünistler 1947-1949 yılları arasında tekrar karışıklıklar çıkardılarsa da, ABD’nin yardımıyla dağıtıldılar. 1963 yılına kadar ülke, Karamanlis hükümetince yönetildi. Bu târihteki seçimleri Merkez Partisi kazandı. Ülke içinde yeniden karışıklıklar çıktı 1967 yılında Albay Papadopoulos ihtilâlle idâreyi eline geçirdiyse de 1973 yılında General Demetrius’un yeni bir ihtilâliyle idâreyi kaybetti. 1974 yılında Kıbrıs problemi ortaya çıktı. Türk ordusunun “Barış Harekâtı” Yunanistan’da iktidar değişikliğine sebep oldu. Yunan askerî cuntası dağıldı. Yerine Karamanlis hükümeti geldi. (Bkz. Kıbrıs)

Yunanistan, 1974 yılında referandumla yeniden Cumhûriyet oldu. 1981’de Avrupa Ekonomik Topluluğuna katıldı. 1981 ve 1985 seçimlerini PASOK (Panhelenik Sosyalist Hareket) partisi kazandı. Haziran 1989’da yapılan seçimlerde PASOK ikinci parti durumuna düştü. Seçim sonuçları hiçbir partiye hükümet kurma imkânı vermedi. Geçici hükümet altında Kasım 1989’da yapılan erken seçimlerde de hiçbir parti hükümet kuramayınca, Nisan 1990’da yeniden ikinci kez erken seçime gidildi. Meclisteki sandalye sayısının bir fazlasını kazanan Yeni Demokrasi Partisi hükümet kurdu. Hükümetin kurulmasından sonra yapılan seçim neticesinde Karamanlis ikinci kez cumhurbaşkanı oldu.

Fizikî Yapı

Yunanistan, Balkan Yarımadasının güney ucunda yaklaşık olarak 131.944 km2lik küçük bir ülkedir. Üç kenarı denizle çevrilidir. Doğu veGüneydoğusunda Ege Denizi, güneyinde Akdeniz ve batısında Yunan Denizi bulunur. Küçük bir ülke olmasına rağmen kritik bir mevkidedir. Avrupa ve Afrika kıtalarının en çok birbirine yaklaştığı yerlerden birinde bulunur. “Avrupa-Kıbrıs-Ortadoğu”, “Avrupa-Süveyş-Hind Okyanusu” ve “Rusya-Boğazlar-Ege Denizi-Akdeniz” su yollarını kontrol edebilecek coğrafî özelliğe sâhiptir.

Yunanistan genel olarak beş bölgeye ayrılır: Makedonya, Trakya, Epirus, Teselya ve Mora. Yunanistan topraklarının hemen hemen beşte dördü dağlık, çok az bir bölümü de ovalıktır.

Orta Yunanistan’da uzanan sıra dağlar Korintos Boğazında son bulur. Bu dağlar, daha sonra Mora Yarımadasının içlerine kadar devam eder. Mora Yarımadasındaki başlıca dağlar şunlardır: Panahayiko, Erimantos, Zirra, Helmos, Mealo, Tavyetos, Parnonas.

Arnavutluk sınırından ülke içlerine doğru uzanan sıradağlara Pindos Dağları denir. Yaklaşık olarak 200 adet tepe bu bölgede birbirine paralel olarak yer alır. Pindos Dağlarının kuzeyine Grammos Dağları denir. Güneydeki kısımda ise, Nafpaktros ve Lodorikiyu dağları bulunur. Bu dağların ve ülkenin en yüksek noktası 2917 m’ye kadar yükselen Olimbos Dağıdır. Yunanistan ovaları kıyılarda yer alır ve genellikle denize açılır. Bir kısım ovalar ise iç kısımlarda bâzı göllerin kurumasıyla ortaya çıkmışlardır. Başlıca ovalar şunlardır: Selanik, Argolidas, Messinas, Lakonias, Kopayidas ve Karlos.

Yunanistan kıyıları oldukça girintili çıkıntılı olup yaklaşık olarak 150-160 km kadar uzunluğundadır. Kıyılar boyunca, Ege Denizinde ve Akdenizde yaklaşık 2000’e yakın ada Yunanistan’a âittir. Bunlardan sâdece 169 tânesi yerleşim yeridir. Ege Denizinde İmroz ve Bozcaada Türkiye’ye âittir. Başlıca büyük adalar şunlardır: Girit, Rodos, Milos, Korfu, Sakız, Midilli (Lesbos), Sisam, Eğriboz, Delos ve Mykonos.

İklim

Yunanistan, genel olarak yazları sıcak, kışları ise ılık ve serin geçen, Akdeniz ikliminin tesiri altındadır. Ülke toprakları küçük olmasına rağmen, denizlerin ayırdığı ve oyarak meydana getirdiği girintili çıkıntılı kıyı bölgelerinde adalarda ve iç kesimlerde, bu iklim yer yer değişen ve başkalaşan bir özellik gösterir. Adalarda, kıyılarda ve Halkidiki Yarımadasında yumuşak Akdeniz iklimi hüküm sürer. Dağlık bölgelerde ve iç kesimlerde ise Akdeniz’in dağ iklimi mevcuttur. Kuzeye doğru gidildikçe kış ayları soğuk ve yaz ayları daha sıcak geçer. Yağış miktarı genel olarak düşüktür. Batı sâhilleri daha çok yağış alır. Bu bölgelerde esen güneyin nemli rüzgârları bol yağış getirir. Fakat yükselen dağlar, bu rüzgârların doğuya geçmesine mâni olur.

Tabiî Kaynakları

Yunanistan’ın batı bölgeleri, doğu bölgelerine nazaran daha yeşillik ve ovalıktır. Doğu bölgelerde geniş ovalar ve ormanlar çok daha azdır. Kıyı bölgeler ve adalarda bilhassa yabânî zeytin, sakız ve çam gibi ağaç türlerine sık rastlanır.

Kuzey bölgelerde ve genellikle dağlık kesimlerde büyük gövdeli ve çok yapraklı ağaç türleri daha çoktur. Dağlık ve ormanlık olmasına rağmen büyük vahşî hayvanlar pek yoktur. Ancak küçük ve çok çeşitli yabânî hayvan türlerine ve sürüngenlere çok rastlanır.

Doğu Yunanistan mâden kaynakları bakımından çok zengindir. Daha çok Eviya, Argolido, Halkidiki, Kozani ve Ege adaları mâden bakımından bolluk içinde olan bölgelerdir. Mâdenlerin bir kısmı toprak üstünden ve bir kısmı da toprak altından elde edilir. Darnasso, Grona, Elikona ve Kiteronada bölgelerinde boksit, Halkidiki, Eviya, Domoko ve Kozani çevresinde krom ve beyaztaş, Aliveride,Ptolemagida ve Megalopolide yörelerinde linyit ve Taşoz Adasının kuzeybatısında da petrol yatakları mevcuttur. Diğer önemli mâdenler şunlardır: Demir, nikel, amyant ve magnezyum filizi.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Yunanistan nüfûsu yaklaşık olarak 10.096.000 kadardır. Nüfus yoğunluğu 77’dir. Nüfûsun % 98.5’i Yunanlı olup, bunun % 60’ı şehirlerde yaşar. Bugünkü Yunanlıların eski Yunanlılarla alâkaları kalmamıştır. Yıllarca çeşitli egemenlikler altında çeşitli milletlerle karışmış ve başka bir topluluk hâline gelmişlerdir.

Nüfûsun üçte birine yakın bir bölümü başşehir Atina ve çevresinde yaşar. Bu bölgedeki nüfus yoğunluğu 100 kişinin üzerindedir. Bundan başka diğer önemli bölgeler şunlardır: Selânik, Pire, Patras, Kandiye, Tirhala, Serez, Yanya, Kırkira, Levkadas, Ahayas, Attiki, Iraklia ve Kavala’dır. Ülkede en kalabalık azınlık grup Türklerdir. Nüfûsun yaklaşık % 2’sini meydana getirirler. Ayrıca bir miktar Bulgar, Rum ve Ermeni de yaşar.

Ülkenin resmî dili Yunancadır. Yunanistan’da yaşayan Türkler, her türlü baskılara rağmen Türkçe konuşurlar ve Yunanca da bilirler. Yunan hükümetleri Türklere çeşitli konularda zorluklar çıkarmaktadır. Halkın % 97’si Ortodokstur. Geri kalanların çoğunluğu Müslümandır. Çok az da olsa Katolik, Protestan ve Yahûdî de vardır. Yunanlılar küçük yaşlardan îtibâren “Türk düşmanlığı” ile yetişirler. Alfabelerinde küçücük çocuklara bu düşmanlığı öğretirler. Gâyeleri eski Bizansa kavuşmaktır. Kendilerini hâlen Helen Medeniyetinin devâmı sayarlar.

Yunanistan 1830’da Osmanlı Devletinden Hıristiyan batı ülkelerince koparılıp bağımsız olduğunda Mora Yarımadasında yaşayan 700.000 kişi kendisinin hangi ırk ve millet olduğunu bilmiyordu. Çoğunluğu çobanlık yapan muhtelif millet ve ırkların karışımından olan, Rumca konuşan bu topluluğu Avrupalı ülkeler Osmanlı Devleti aleyhine kullanarak, sizler eski Yunanlıların nesillerisiniz dediler. Nitekim A.J. Toynbee, 13 ciltlik İngilizce A. Study of History isimli eserinde eski Yunan fikrinin Akdeniz’i ele geçirmek isteyen sömürgeci emperyalist Avrupalı devletlerin, devlet adamlarının ortaya attığı bir yalan oduğunu açıkça ifâde eder.

Charles Seignobos’un Medeniyet Târihi isimli eserinin 441’inci sayfasında; “Ortaçağda tamâmen yok olan Grek milleti siyâsî maksatlarla Osmanlılara karşı yeniden ortaya çıkartıldı.” der.

Bulgar, İskit, Hunlar, Avarlar, Kumanlar, Peçenekler, Hazerler, Sırplar, Slâvlar, Arnavut, Türkmen, Tatar ve İlliryalılar karışımı olan bu topluluğa Batılı târihçi ve siyâsetçiler tarafından eski Yunan şuuru verilerek Osmanlı Devletinin Akdeniz hâkimiyetine son verilmesi ve Mora Yarımadasının elinden alınarak, yıkılışı hızlandırılmıştır. Böylece Batı emperyalizmi hem İslâm ülkeleri, hem de diğer dünyâ devletlerinde kendine daha rahat ve kolay yerleşme yolu bulmuştur.

Çok eski lügatlarda Larousse dâhil; Grek kelimesi “hilekâr, dolandırıcı” mânâsına gelir. On dokuzuncu asırda Avrupa ülkelerinde Grek şenlikleri yapılırken, Alman târihçi Profesör Fall Merayere, Mora Yarımadası’nın Ortaçağlardaki Târihi isimli eserinde; “Avrupa’da Hellen ırkı tamâmen yok olmuştur. Bu günkü Hıristiyan Yunanlıların damarlarında bir damla Hellen kanı yoktur.” demiştir. Konstantin Porfirogeret ise 8. asırda İtalya’dan gelen vebâ ile Hellenlerin son kalıntılarının da kaybolduğunu ifâde eder.

1830’dan bu yana Türkiye aleyhine propaganda üç misli artmıştır. Yunanistan ilkokullarında Yunan çocuklarına; “Bir tek Türk kalmayıncaya kadar Türklerle savaşacağına...” dâir yemin metnini ezbere okutmaktadır.

Siyâsî Hayat

Yunanistan, başkanlık sistemine dayalı bir parlamenter cumhûriyettir. Devlet başkanı ve hükümet başkanı birbirinden ayrıdır. Kânun yapma yetkisi dört yılda bir seçilen meclise âittir. Yargı gücü bağımsız mahkemelere âittir. Yunanistan idârî olarak 10 bölgeye ve 51 ile ayrılır.

Ekonomi

Yunanistan ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanır. Topraklarının % 29’una yakın bir bölümü tarıma elverişlidir. Çoğu bölgeler dağlık olduğundan tarım için müsâit geniş ve verimli ovalar ve sulama ihtiyacı için gerekli akarsu miktarı azdır. Buna rağmen nüfûsun % 30’una yakını tarım ve hayvancılıkla uğraşır. En önemli tarım ürünleri; tahıl, tütün, pamuk, pirinç, zeytin, üzüm, meyve ve sebzedir. Son yıllarda meyveciliğe ve sebzeciliğe çok önem verilmiştir. Özellikle kuru üzüm, limon ve portakal yetiştirilir. Hayvancılık gerektiği kadar gelişmemiştir. Kendisinin et ihtiyacını karşılayamamaktadır. Bu sebeple et dış pazarlardan satın alınmaktadır. Hayvancılığın geri olmasının başlıca sebebi yetersiz sayıdaki geniş otlak arâzidir. Daha çok koyun, inek ve kümes hayvanları beslenir.

Yunanistan balıkçılık bakımından çok gelişmiş bir ülkedir. Çok çeşitli türde balık avlanır ve yetiştirilir. İçinde soğutucuları bulunan özel balıkçı tekneleri yapılmıştır. Açık denizlerde avlanan balıkçı filosu, ülkeye dondurulmuş balık temin etmektedir.

Yunanistan yeraltı mâdenleri bakımından çok zengin bir ülkedir. Başlıca mâdenleri; boksit, krom, beyaztaş, mermer, demir, nikel, amyant, magnezyum, bakır, kurşun, linyit, zımpara, sülfür, alüminyum ve petroldür. Yunanistan mâdencilik bakımından zengin olmasına rağmen bu alanın ekonomiye katkısı çok düşüktür. Ülkenin % 30’una yakın bir bölümü îmâlât sanâyii ve endüstri alanında çalışır. En önemli endüstri kolları tekstil, kimyevî maddeler, gıdâ, çimento ve metal endüstrisidir.

Yunanistan daha çok Federal Almanya, İtalya, Fransa, Benelüks devletleri, Japonya, Libya, ABD, İngiltere ve BDT ile ticârî münâsebetlerde bulunur. Avrupa ekonomik topluluğunun bir üyesidir. İhrâcâtının % 50’sine yakın bir bölümünü sanâyi ürünleri özellikle kimyevî maddeler teşkil eder. Diğer ihraç ürünleri şunlardır: İşlenmemiş veya yarı yarıya işlenmiş mâden cevherleri, tütün, zeytinyağı, kuş üzümü, pamuk, narenciye ürünleri, tekstil ürünleri, kuru üzüm ve balık. Ülkenin ambalaj sanâyii oldukca gelişmiş durumdadır. Çeşitli Türk mallarını, özellikle incir, üzüm gibi maddeleri ambalajlayarak kendi malı olarak Avrupa ülkelerine satmaktadır.

Turizm, ülkenin çok önemli bir gelir kaynağıdır. Marathon, Mycenae, Olympia, Sparta, Thermopylae ve Tiryus gibi eski Yunan şehir devletleri turistlerin bir hayli ilgisini çekmektedir.

Ülkenin ana asfalt yolları ve demiryolları genellikle tabiî târihî yolları tâkip eder. Esas demiryolu sistemi İkinci Dünyâ Harbinden sonra inşâ edilmiştir. Karayolları çok gelişmiş durumdadır. Biri yatay, diğeri dikey olarak ülkeyi kesen iki eski ana yol Atina’da kesişir. Deniz ulaştırması ve gemicilik oldukça gelişmiştir. Pire, Akdeniz’in en önemli limanlarından biridir. Atina’da milletlerarası bir havaalanı vardır. Bâzı uçak şirketleri özel kuruluştur.

Önceki
Önceki Konu:
İbn-i Kesır
Sonraki
Sonraki Konu:
Saksonlar

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu