(1240 ? – 1320 Eskişehir) Türk halk ozanı. Hakkındaki bilgiler belgelere göre tam bir netlik kazanmamıştır. Ulaşılan bilgilerin çoğu hakkındaki söylentilerden ve yapıtlarından edinilen bilgilerdir.
En gerçeğe yakın tahmin Sakarya yakınlarında doğmuş bir Türkmen köylüsü olduğudur. On üçüncü yüzyılda yaşadığı açıktır. O dönem Anadolu öylesine karışıktır ki, kimin nereden gelip nereye gittiği belli değildir. Şiirlerinde kendisi için kullanmış olduğu miskin, cahil terimlerine bakarak kimileri onun okuma yazma bilmediğini ileri sürerlerse de bu doğru değildir. Bunlar dervişlik terimleridir. Yunus Emre, tekkeye girdikten sonra okuma yazma bilmese bile öğrenmek durumundaydı. Üstelik tasavvuf ilmini de en ince ayrıntılarına dek özümlemişti.
Yunus Emre, Taptuk Emre'nin tekkesine kapılandı. Tekkeye dağdan bir kez bile eğri bir odun getirmedi. Taptuk Emre'nin kızıyla da evlendi. Dergâhta iyice piştikten sonra izin istedi ve Anadolu'yu, Rumeli'yi karış karış dolaştı. O günün karışık ortamında insanları barışa, kardeşliğe ve birliğe çağırdı. Konya'da Mevlânâ ile görüştü. Anadolu'yu dolaşması sırasında kendini halka öylesine sevdirdi ki, herkes ona sahip çıktı. Anadolu'nun çeşitli yörelerinde mezarının bulunduğunun iddia edilmesi bu sevginin bir göstergesidir. Mezarının Eskişehir Sarıköy'de olduğu biliniyor. Ancak Karaman'da da toprak alıp çiftçilik yaptığı tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Yunus, şiirlerini halkın anlayacağı arı ve duru bir Türkçe ile söyledi. şiirlerinde hem hece ölçüsünü hem de aruz ölçüsünü kullandı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.